Yeşil umut ışığı: Sahra’da orman şekilleniyor

Kıtanın en iddialı iklim koruma projelerinden biri olan “Büyük Yeşil Duvar” (“GGW”) projesinin ilerleyişini izleyen veriler yakın zamanda yayınlandı. Sahra boyunca batıdan doğuya uzanan ve çölün daha da yayılmasını önlemeyi amaçlayan yeşil kuşak.

Resmi rakamlara göre son on yılda bazı hedeflere yaklaşıldı. Çad Havzası bölgesinde, planlanan alanın yüzde 60’ında ve Senegal Gölü çevresinde en az dörtte birinde ekime başlandı. Bu bölgeden alınan uydu görüntüleri de yeşil alanların arttığını gösteriyor.

Tüm bireysel projeler hakkında ayrıntılı bilgi

“GGW” web sitesine göre, temel veri tabanındaki her giriş aynı zamanda “tümü farklı manzara ve iklimlere göre uyarlanmış toprak koruma, su yönetimi ve ekosistem restorasyonu için yöntemler hakkında ayrıntılı bilgiler” içeriyor.

İlgili ülkelere göre bireysel projelerin kesin bir listesinin yanı sıra etkileri de görülebilir. Finansmanın nereden geldiğini (örneğin Dünya Bankası’ndan, AB’den veya çeşitli iklim fonlarından) kaydetmek de mümkün. Avusturya da bazı projelerde yer alıyor. BM’ye göre şu ana kadarki proje toplamı 14 milyar doların üzerinde.

“Umudun yaşayan sembolü”

Projeyi de destekleyen BM, bunun “umudun yaşayan bir simgesi, Afrika çapında 8.000 kilometreden fazla uzanan ve sürdürülebilirlik ve ekonomik büyümede yeni bir çağ başlatan, dünyadaki en büyük yaşayan yapı” olduğunu söylüyor. “GGW” on bir ülkeyi kapsıyor ve toplam 22 Afrika ülkesi katılıyor.

Girişim, 2007 yılında Afrika Birliği (AU) tarafından “kıtanın bozulmuş manzaralarını onarmak ve Sahel bölgesindeki milyonlarca insanın yaşamını iyileştirmek” amacıyla başlatıldı.

On milyon yeni iş

Somut olarak bu şu anlama geliyor: 2030 yılına kadar 100 milyon hektar toprağın yeniden verimli hale getirilmesi, 250 milyon ton CO2’nin emilmesi ve on milyon iş yaratılması gerekiyor. Ayrıca bölgenin iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olmak, gıda tedarikini sağlamak ve su kaynaklarını korumak da amaçlanıyor.

Projenin bölgeye daha fazla istikrar getirmesi siyasi açıdan umut ediliyor. Son olarak gençlere bir bakış açısı sunulmalı ve böylece göç durdurulmalıdır.

Çölleşmeyi durdurun

Her şeyden önce yayılan yıkımın durdurulması gerekiyor. Alman Uluslararası İşbirliği Derneği’nde uluslararası toprak koruma alanında çalışan Juliane Wiesenhütter şunları söylüyor: “Afrika’da Sahra çevresindeki Sahel bölgesi özellikle aşırı sömürüden, iklim dalgalanmalarından ve nüfus artışından etkileniyor, bu da açlığa, çatışmalara yol açıyor ve arazi bozulumuna bağlı olarak kullanılabilir alanlar nedeniyle tarım arazilerinin kaybı.”

Ana neden olarak kuraklık ve artan sıcaklıklar gibi iklim değişikliklerini gösteriyor. Özellikle iklim değişikliği, su mevcudiyetini azaltarak ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle toprakların kurumasına neden olarak çölleşmeyi artırıyor. Daha düşük toprak nemi ve bitki örtüsü kaybıyla birleştiğinde, zaten kuru olan bölgelerdeki topraklar çölleşmeye karşı özellikle savunmasızdır.

Wiesenhütter, aynı zamanda çölleşmenin kendisinin de bozulmuş topraklardan karbondioksit salarak iklim değişikliğine katkıda bulunduğunu, bunun da “tehlikeli, kendi kendini güçlendiren bir sarmal yarattığını” söylüyor. Bu arka plan göz önüne alındığında, “yeşil duvarın” birçok kişinin ondan beklediği başarıya ulaşması da önemli görünüyor.