Stonehenge genellikle antik mühendisliğin bir şaheseri olarak selamlanır, ancak Dünya üzerindeki ne en eski ne de en büyük megalitik bölgedir. Dünyanın dört bir yanında, diğer dikkat çekici yapılar onun ihtişamına rakip oluyor; bazıları ondan binlerce yıl öncesine ait. Türkiye’deki Göbekli Tepe’den Fransa’daki Carnac Taşlarına kadar bu anıtlar ilk toplumların yaratıcılığını sergiliyor. WordsSideKick.com tarafından bildirildiği üzere bu liste, Stonehenge’in şöhretine rakip olan, hayranlık uyandıran yedi megaliti araştırıyor.
Geçmişi 11.000 yıl öncesine dayanan Göbekli Tepe, Stonehenge’den bin yıl öncesine dayanıyor. Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan bu UNESCO Dünya Mirası alanı, yüksekliği 5 metreye kadar çıkan T şeklinde sütunlardan oluşuyor. Sütunları süsleyen karmaşık hayvan oymaları ve soyut semboller, dini törenler veya sosyal toplantılar için olası kullanımına işaret ediyor. Avcı-toplayıcı döneminde inşa edilen Göbekli Tepe, insanlığın erken dönem başarılarına dair anlayışımıza meydan okuyor.
Stonehenge’in yakınında bulunan Avebury, yaklaşık 4378 fitlik çapıyla dünyanın bilinen en büyük taş dairesine sahiptir. MÖ 2500 civarında inşa edilen bu Neolitik alan aynı zamanda iki küçük iç daireye ve eşleştirilmiş dikili taşlardan oluşan caddelere sahiptir. Araştırmacılar Avebury’nin tarım, avcılık ve toplayıcılık yapan eski topluluklara bağlı daha geniş bir tören alanının parçası olduğuna inanıyor.
Orkney Adaları’ndaki bu Neolitik henge, M.Ö. 2500 civarında inşa edildi. Başlangıçta 60 taştan oluşan, bugün 36 tanesi kalmıştır ve yükseklikleri 6,9 ila 15,4 fit arasında değişmektedir. Çapı 341 metre olan taş daire, tarih öncesi 13 mezar höyüğüyle çevreleniyor ve bu da buranın ölüleri onurlandıran ritüellerin yapıldığı bir yer olduğunu gösteriyor.
Kåseberga balıkçı köyü yakınlarında bulunan Ale’nin Taşları, gemi benzeri bir formasyonda düzenlenmiş 59 kayadan oluşuyor. 1.000 ile 2.500 yaşları arasında olduğu tahmin edilen bu alan hâlâ gizemini koruyor. Bazı araştırmacılar bunun bir güneş takvimi olarak kullanıldığını öne sürüyor ancak kesin amacı belirsizliğini koruyor.
Geçmişi yaklaşık 6.000 yıl öncesine dayanan bu site, merkezi bir tümülüs ile eşmerkezli taş dairelere sahiptir. “Devlerin Çarkı” veya “Levanten Stonehenge” olarak bilinen bu yapının işlevi tartışılıyor. Tümülüs, potansiyel olarak dönemin önemli isimleri için mezarlık alanı olarak kullanıldığına işaret ediyor olabilir. Daha önceki teoriler astronomik amaçlar öne sürerken, son araştırmalar bu fikir hakkında şüphe uyandırdı.
Onlarca yıldır insan yapımı bir gölün altında kalan Guadalperal Dolmen’i kuraklık sırasında ortaya çıkıyor. Geçmişi 7.000 yıl öncesine dayanan bu yapı, merkezi bir oval alanın etrafına dizilmiş yaklaşık 150 dikili taştan oluşuyor. Büyük bir giriş taşındaki gravürler, nehir veya yılan olabilecek bir şeyin yanında bir insan figürünü tasvir ediyor.
Brittany’de bulunan Carnac taşları yaklaşık 6.000 yaşındadır. Yaklaşık 3.000 taştan oluşan bu geniş koleksiyonda sıralar, daireler ve bazılarının yüksekliği 21 feet’e ulaşan izole menhirler yer alıyor. Bazı taşlar mezarları işaretliyor gibi görünse de, burada binlerce yıldır gerçekleştirilen ritüeller gizemini koruyor.
Dünya çapındaki megalitik alanların inanılmaz çeşitliliğini vurgulayarak, insanlığın anıtsal taş yapılara olan kalıcı hayranlığının altını çiziyorlar. Her alan, onları inşa eden eski toplumların yaratıcılığını, kültürel önemini ve ritüel uygulamalarını yansıtıyor.