Yapay zekanın (AI) kullanımı, yüzyıllardır okunamayan metinlerin kilidini açarak eski el yazmaları üzerindeki çalışmaları dönüştürüyor. Yapay zeka destekli araçlar, yanmış Roma parşömenlerinin şifresini çözmekten hasarlı çivi yazılı tabletleri analiz etmeye kadar antik dünya hakkında yeni bilgiler ortaya çıkarıyor. Bu ilerleme, araştırmacıların geniş arşivleri incelemesine, daha önce bilinmeyen yazıları tespit etmesine ve eksik metni benzeri görülmemiş bir doğrulukla yeniden yapılandırmasına olanak tanıyor. Akademisyenler artık her zamankinden daha fazla veriyle donatılmış durumda ve bir zamanlar ulaşılamayan tarihsel soruları yanıtlamak için fırsatlar yaratıyor.
Nature.com tarafından bildirildiği üzere yapay zeka, Yunanca metnin önemli bölümlerini başarıyla ortaya çıkardı. Kentucky Üniversitesi’nden bilgisayar bilimcileri Brent Seales ve Vesuvius Challenge adlı yarışmaya katılanlar, hassas parşömenler üzerindeki mürekkep desenlerini tespit etmek için gelişmiş sinir ağlarından yararlandılar. Nature.com tarafından bildirildiği üzere, Şubat 2024’te kazanan eserde, eski bir Yunan felsefi çalışmasına atfedilen metni ortaya çıkaran bir TimeSformer modeli kullanıldı. Napoli Üniversitesi’nden papirolog Federica Nicolardi, keşfi “alan için tarihi bir an” olarak nitelendirdi.
Yapay zeka araçları aynı zamanda çeşitli tarihi koleksiyonlara da uygulanıyor. Güney Kore’deki araştırmacılar, Joseon hanedanının Hanja dilinde yazılmış kapsamlı kayıtlarını tercüme etmek için transformatör tabanlı ağlar kullanıyor. Bu sistem, devlet kayıtlarının tercümesini hızlandırarak dönemin siyasi ve kültürel eğilimlerine dair içgörüler sunuyor. Benzer şekilde, Ludwig-Maximilians Üniversitesi’ndeki Fragmentarium projesi gibi girişimler, örtüşen çivi yazısı parçalarını tanımlamak için sinir ağlarını kullanıyor, Gılgamış Destanı’ndan satırları ve Babil’e ait daha önce bilinmeyen bir ilahiyi ortaya çıkarıyor.
Yapay zeka, büyük metinlerin hızlı bir şekilde çözülmesini sağladığı için doğruluk ve erişilebilirliğe ilişkin endişeler devam ediyor. Uzmanlar, şeffaflığı ve tekrarlanabilirliği sağlamak için disiplinler arası işbirliğine ve açık kaynaklı verilere duyulan ihtiyacı vurguluyor. Brent Seales, Nature.com’a, yapay zekanın bu uygulamalardaki başarısının, yapay zekanın, uzmanların yorumlayabileceği ve analiz edebileceği veriler sağlayarak, insan uzmanlığını tamamlayıcı rolünün altını çizdiğini belirtti. Yapay zeka gelişmeye devam ettikçe, araştırmacılar kayıp dillerin kodunun çözülmesinde ve yer altı kütüphanelerinin keşfedilmesinde büyük ilerlemeler sağlanacağını ve bunun da eski uygarlıklara dair anlayışı yeniden şekillendirebileceğini öngörüyor.