çalışmalar

American Journal of Primatology’de yayınlanan bir çalışma, insan atalarında iki ayaklılığın ortaya çıkışına dair yeni bilgiler sağladı. Araştırmacılar, gelişmiş 3 boyutlu tarama tekniklerini kullanarak fosil kemiklerini analiz ederek erken homininlerin nasıl hareket ettiğini araştırdı ve ağaçlarda yaşamadan dik yürümeye geçişe odaklandı. Araştırma, Barselona Üniversitesi İnsan Anatomisi ve Embriyoloji Birimi’nden ve...

16 ve 17 Eylül tarihlerinde Physical Review D’de yayınlanan son araştırmalar, güneş sistemi içinde mikroskobik kara deliklerin mevcut olabileceğini ve potansiyel olarak gezegenlerin ve uyduların yollarını etkileyebileceğini öne sürdü. İlksel kara delikler olarak adlandırılan bu nesnelerin evrenin erken dönemlerinde oluştuğu düşünülüyor. Asteroit benzeri kütlelere sahip olduğu ancak hidrojen atomuyla karşılaştırılabilir...

Brezilya’ya özgü bir tür olan Hypenia macrantha’nın çiçeklerinin, tozlaşma sırasında rakiplerini geride bırakmak için benzersiz mekanizmalar kullandığı gözlemlendi. Araştırmaya göre bu çiçekler, başarılı tozlaşma şansını artırmak için bir polen “mancınık” sistemi kullanıyor. Strateji, rakip polenleri ziyaret eden sinek kuşlarının gagalarından uzaklaştırmak için polenlerini bir patlama halinde fırlatmayı ve üreme başarılarını...

Bir çalışma, bitki yiyen bir dinozor olan nodosaur’un iyi korunmuş fosilinin, yüksek hızlı bir araba kazasının kuvvetine dayanabileceğini gösterdi. Kanada’nın Alberta kentinde bulunan fosil, yaklaşık 110 milyon yıl önce Erken Kretase döneminde yaşamış olan Borealopelta markmitchelli türüne ait. Bu fosil, şimdiye kadar bulunan en iyi korunmuş dinozor örneklerinden biridir ve...

Biyonik uzuv teknolojisindeki son gelişmeler bizi bir zamanlar bilim kurguda hayal edilen bir gerçekliğe yaklaştırdı. Yakın zamanda yapılan bir klinik araştırma, biyonik protezlerin insan vücuduyla entegrasyonunu artıran devrim niteliğinde bir yöntem ortaya koydu. Araştırmacılar, kas çiftlerini cerrahi olarak yeniden yapılandıran, ampute kişilerin beyin sinyalleri aracılığıyla robotik uzuvları kontrol etmelerini sağlayan,...

Yaklaşık 4.000 ışıkyılı uzaklıkta bulunan beyaz cüce bir yıldızın demirlediği bir gezegen sistemi, gökbilimcilere yaklaşık 8 milyar yıl içinde Güneşimize ve Dünyamıza neler olabileceğine dair içgörüler sağlıyor. Bu senaryo, Dünya’nın Güneş’in 5 ila 6 milyar yıl içinde gerçekleşmesi beklenen kırmızı deve dönüşümünden sağ çıkması durumunda ortaya çıkacak. Bu aşamada Güneş...

“Biyotwang” sesleri olarak bilinen garip su altı sesleri, ilk kez 2014 yılında Mariana Çukuru yakınlarında duyulmalarından bu yana bilim insanlarını şaşırtıyor. Düşük homurtu ve yüksek perdeli metalik çınlamanın birleşimi olarak tanımlanan bu garip sesler, bilimkurgu filmlerindeki ürkütücü sesleri anımsatıyor. Yıllarca bu seslerin kaynağı bilinmiyordu, ancak deniz yaşamıyla bağlantılı olduklarından şüpheleniliyordu....

Gökbilimciler, Balık takımyıldızında yaklaşık 634 ışık yılı uzaklıkta bulunan WASP-76b ötegezegeninin Dünya’daki hiçbir şeye benzemeyen aşırı hava koşulları yaşadığını keşfettiler. Sıcaklıklar yaklaşık 4.350 Fahrenheit (2.400 santigrat derece) dereceye yükseldiğinde, gezegenin atmosferi yüksek hızlı demir rüzgarları ve erimiş metal yağmuruyla harap oluyor. Bu bulgular, özellikle WASP-76b gibi “sıcak Jüpiterler”de, ötegezegenlerin atmosferlerinin...

Elon Musk’ın Starlink uyduları dünya çapındaki gökbilimciler için önemli bir kesintiye neden oluyor. Hollanda’dan bilim insanları, özellikle Hollanda Radyo Astronomi Enstitüsü (ASTRON), büyüyen Starlink uyduları ağının hayati uzay araştırmaları için kullanılan radyo dalgalarına müdahale ettiğini bildirdi. Dünyanın uzak bölgelerinde yüksek hızlı internet sağlamak üzere tasarlanan uydular, gökbilimcilerin kara delikler, dış...

Son araştırmalar, 10.000 ila 30.000 yıl önce, Buzul Çağı sırasında yaşayan gençlerin, modern gençlerle hemen hemen aynı yaşta ergenliğe girdiğini ortaya koydu. Reading Üniversitesi’nden bir biyoarkeolog olan Mary Lewis liderliğindeki uluslararası bir arkeolog ekibi, İtalya, Rusya ve Çekya’daki çeşitli arkeolojik alanlardan 13 ergenin iskelet kalıntılarını inceledi. 12 Eylül’de The Journal...

Yeni araştırmalar, büyük miktarda karbondioksit salınımıyla beslenen güçlü bir El Niño döngüsünün, yaklaşık 250 milyon yıl önce Permiyen döneminin sonunda Dünya’nın en büyük kitlesel yok oluşuna katkıda bulunmuş olabileceğini öne sürüyor. Şu anda Sibirya olan yerdeki volkanik patlamalar atmosfere muazzam miktarda karbondioksit girmesine neden oldu ve bu da köklü iklim...