Almanya İsrail’e daha fazla silah sağlamak istiyor. Şansölye Scholz bunu Federal Meclis’te duyurdu. Hamas’ın İsrail’e saldırısının yıldönümüne ilişkin tartışmalarda Almanya’nın sığınma politikası da yoğunlaştı.
Militan İslamcı Hamas’ın geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırının yıldönümünde Federal Meclis’te yapılan tartışmada Şansölye Olaf Scholz, İsrail’e yeni silah sevkiyatı yapılacağını duyurdu.
Scholz milletvekillerine yaptığı konuşmada, “Silah teslim ettik ve teslim edeceğiz” dedi. Federal hükümet, “yakın gelecekte başka teslimatların da yapılmasını sağlayacak” kararlar aldı. Ancak Scholz, hangi silahların ne ölçüde teslim edilmesi gerektiği konusunu açık bıraktı.
Birlik partileri daha önce trafik ışığı koalisyonunu, silah ihracatı da dahil olmak üzere İsrail’e destek vermemekle suçlamıştı. CDU lideri Friedrich Merz, federal hükümetin mühimmat veya tank yedek parçaları gibi şeylerin ihracat izinlerini “haftalardır ve aylardır” reddettiğini eleştirdi. Ona göre, “çok sayıda şirket”, izinlere başvurulduğunu ancak aylardır federal hükümet tarafından işleme alınmadığını belirten yazılı belgelerle öne çıktı.
Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, İsrail’e silah teslimatının uluslararası hukuka uygun olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’e destek meselesinin parti siyaseti meselesi olmadığını da eleştirdi. İsrail’e verilen destek, ülkeyi kim yönetirse yönetsin, demokratik partiler için “Alman devlet nedenleri” olmalıdır.
Almanya, ABD’den sonra İsrail’in en önemli silah tedarikçilerinden biri. Geçen yıl federal hükümet, bir önceki yıla göre on kat daha fazla olan 326,5 milyon avro değerinde silah ihracatını onayladı. Bu ihracatın çoğu Hamas’ın 7 Ekim baskını sonrasında onaylandı.
Bu yıl, ağustos ayının ortasında 14,5 milyon avroluk ihracat onaylandı. Ancak federal hükümete göre bu ihracatın yalnızca yüzde ikisi savaş silahlarıydı. Çoğu farklı bir kategoriye girdi. Bunlar örneğin kasklar, koruyucu yelekler veya iletişim araçlarıydı.
Mart ayından bu yana Almanya, İsrail’e herhangi bir askeri silah ihracatını onaylamadı. Bu, Federal Ekonomi Bakanlığı’nın Sarah Wagenknecht ittifakından Bundestag üyesi Sevim Dağdelen’in sorularına verdiği yanıtlardan ortaya çıkıyor. BSW, İsrail’e silah ihracatının tamamen durdurulması çağrısında bulunuyor.
Federal Meclis tartışmalarının başlangıcında, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısında hayatını kaybeden 1.200’ü aşkın kişinin yanı sıra halen terörist milislerin kontrolünde olan rehineler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Federal Meclis Başkanı Bärbel Bas, 7 Ekim 2023’ün İsrail halkı, tüm bölge ve dünyadaki Yahudiler için bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Düşünceleriniz ölenlerin yakınları ve kaçırılan rehinelerle birlikte. SPD’li politikacı, “7 Ekim’de sizin için zaman durdu” dedi. Ortadoğu’daki savaş her iki taraf için de (İsrail ve Filistinliler) büyük acılar anlamına geliyor. Bas, İsrail’in meşru müdafaa hakkını doğruladı ancak aynı zamanda bu meşru meşru müdafaa ile sivillerin gerekli korunması arasındaki “dayanılmaz ikilemden” de söz etti. İhtiyaç duyulan şey, “gerginliğin azaltılmasına yönelik adımlar”, Gazze’deki “insani felaketin” sona ermesi ve bölgeye barışçıl bir perspektiftir.
Baerbock ayrıca İsrail’in ancak “Filistinli komşularının da barış içinde yaşaması durumunda uzun vadede barış içinde yaşayabileceğini” vurguladı. Ayrıca İsrail’in meşru müdafaasında uluslararası insancıl hukuka uyması gerekiyor.
Federal Meclis Başkanı Bas da Federal Meclis’te, savaşın başlangıcından bu yana Almanya’da Yahudi karşıtı saldırıların arttığını kınadı. Alman üniversitelerinde sosyal medyada yayılan Yahudilere yönelik nefret söylemi ve düşmanlığı nedeniyle de “Antisemitizm Almanya’da kontrolsüz bir şekilde yayıldı” uyarısında bulundu.
CDU lideri Merz de 7 Ekim 2023’ten bu yana ülke çapında 8 bin 500 civarında Yahudi karşıtı suçun işlendiğini belirtti. Partisinin göç politikasının sıkılaştırılması yönündeki çağrısını yineledi. Merz, “Almanya’da antisemitizmin sınırlandırılmasına önemli bir katkı, özellikle Arap bölgesinden korunmaya ihtiyacı olmayan erkeklerin engelsiz kitlesel göçünün durdurulmasıdır ve olmaya devam etmektedir” diye vurguluyor. Kendi menşe ülkelerinde “İsrail’in korunması değil, İsrail’in yok edilmesi siyasi sosyalleşmenin bir parçasıdır.” CSU bölgesel grup lideri Alexander Dobrindt, antisemitizmin “nefrete kışkırtmanın özellikle ciddi bir vakası” olarak tespit edilmesi ve antisemitik suçların sınır dışı edilmenin düzenli bir nedeni olarak belirlenmesi çağrısında bulundu.