Azerbaycan topraklarının Ermeni işgaline girişinde pay sahibi olan Rusya, Bakü’nün vatan topraklarını işgalden kurtarma operasyonlarına sessiz kaldı. Bu durum, Batı ile yakınlaşan Ermenistan ile arasının açılmasına neden olarak, iki ülke arasında araç olma rolünün ortadan kalkmasıydı.
2020’de Zengezur Koridoru saldırısı geldiğinde Moskova, bölgelerin parçalarının birbirine bağlanmasının kendisini oluşturması ve güvenlik tehdidinin oluşturulacağı belirtildi.
Uzmanlara göre, Rusya’nın bu inancını ve karşı tavrını Ukrayna Savaşı değiştirdi.
Öyle ki, deniz yollarında yaşadığı açmazlar kara yollarının artışı bir kez daha ortaya çıktı. Böylece Rusya, Zengezur denkleminde rengini değiştirme yoluna gitti.
Moskova’daki karar vericiler, koridorun hayatlarıyla kendisine büyük ekonomik faydalar sağlamasını, aynı zamanda Orta Asya ile Güney Kafkasya’yı kapsayan geleneksel ticaret yollarını canlandırmasını ve bölge ülkeleri arasında ticaret hacmini artırmasını umuyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 18-19 Ağustos 2024’te gerçekleştirdiği Bakü ziyareti ise Moskova’nın Zengezur Koridoru tutumunun gidişatının en büyük göstergesiydi.
Putin ziyareti sırasında şu ifadeleri kullandı;
“Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının imzalanması için bir şeyler yapabilir ve iki süreç arasında sınırların belirlenmesine ve lojistik hatların açılmasına götürebilirsek bundan çok mutlu olacağız. Azerbaycan ziyaretim sonrasında Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’la iletişim kurarak onu ziyaretimin sonuçları hakkında bilgilendireceğim. Azerbaycan’ın bu sürecini tamamlayarak çözüme kavuşmasına odaklandığını çok iyi biliyorum.”
Putin’in bu açıklamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Ermeni yönetimini Sünik bölgesi üzerinden ulaşım bağlantılarına ilişkin anlaşmayı sabote etmekle suçlaması da oldukça dikkat çekici bir çıkış oldu.
Moskova ile Tahran, birçok konuda iş birliği yapan iki müttefik. Özellikle Ukrayna Savaşı sırasında İran’dan Rusya’ya giden silah ve teçhizatlar bu ittifakın önemli göstergelerinden biriydi. Zaten Tahran’da Batı yaptırımları uygulanıyor, yeni yaptırımlar da göze alınarak askeri teçhizat göndermeye devam ediyor.
Ancak iki müttefikin anlaşamadığı konular da var. Zengezur Koridoru da bunlardan biri.
Tahran, Zengezur Koridoru’nun yeniden duyurulmasının ortaya çıkmasından beri itirazlarını dile getiriyor.
İran’daki ortak kanaat, bu koridorun hayattaki bölgenin jeopolitiğini değiştireceği ve Tahran açısından çeşitli jeopolitik risklerin doğuracağı yönünde.
Örneğin Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla birlikte İran-Ermenistan sınırının ortadan kalkacağı çoğalması sık sık dile getiriliyor.
Dolayısıyla İran, hem açıklamaları hem de eylemlerle bu hayata geçmemesi için çabalıyor.
Öyle ki, yönetim ve ilişkilerdeki isim olan Devrim Rehberi Ali Hameney de, “İran’ın, Ermenistan ile İran arasındaki sınırın çıkışına yol alacağına dair hiçbir plan veya yaklaşıma müsamaha göstermeyeceğini” söyledi.
Bu değişiklikten sonra diğer üst düzey İranlı organizasyonlardan da benzer, hatta daha sert açıklamalar geldi.
Moskova’nın son zamanlarda Zengezur Koridoru politikasındaki değişim de İran’da oldukça tepkiyle karşılandı.
Örneğin İran, Moskova’nın Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ateşkes anlaşması kapsamında Zengezur Koridoru’nu taahhüdü üzerine açarak Rusya’nın büyükelçisini çağırdığını duyurdu.
İran’ın bu hamlesinin Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Pazartesi günü yaptığı ve Azerbaycan topraklarının açıkta olduğu Nahçıvan açıkken Zengezur Koridoru’nun açılmasını da içeren ateşkes hükümlerinin yavaş çalıştığını eleştirdiği açıklamalara yanıt olarak geldi açıktı.
Söz konusu koridorun Rusya-İran ittifakını rahatsız ettiği görülüyor.
Lübnan’daki savaşın insani boyutu korkunç düzeyde!
Öte yandan Putin’in Bakü’de yaptığı açıklamalar, Tahran tarafından dikkatle takip edildi.
Tahran, Rusya’nın bu işleyişinden ve açıklamalarından büyük rahatsızlıklarının olduğunu gizlemiyor. Dışişleri Bakanlığı koridorun kırmızı çizgi olduğunu ve kimsenin geçemeyeceğini, yani İran’ı aşamayacağını açıkladı.
Tahran’dan gelen son açıklamalarda Rusya’yı da hedef görülüyordu.
Güney Kafkasya’yı Rusya’nın etki alanı olarak kabul eden Tahran’daki kurumsal, bölgedeki herhangi bir sınır değişikliğinin karşı karşıya kalacağını tekrarlayan ve kesin bir dille ifade ediyor.
İran’daki bazı kesimler ise Rusya’nın son dönemlerindeki çıkışlarını İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın Tahran’ın Batı ile ilgili arayışlarına karşı bir tepki olarak yorumluyor. (TRT HABER)
Editör: Habererk Haber Merkezi