Nazım Peker: Arap Türk farkı

Nazım Peker: Arap Türk farkı
Yayınlama: 08.12.2024
7
A+
A-

Yazıma koca Yunus’un; “Elif okuduk teşekkür ederiz /Pazar eyledik götürdüü/ Yaratılanı hoş gördük/ Yaratandan teşekkür ederiz” dizeleriyle başlamak istiyorum.

Yüce Tanrı ona millete bir karakter vermiş.

İngilizlerin dönmelikleriyle ve kıvrak siyasetleriyle. Onun için “İngiliz bıçağı gibi hem ileri hem geri gelirken keser” Derler.

Araplar dünyanın en ırkçı ve en güzel masallara uyum sağlayan milletidir.

Türkler de misafirin kutsaldır, değerlidir, baş tacıdır. “Misafir on kısmeti ile gelir, birini yer, dokuzunu bırakır” sözü onlarda meşhurdur.

Fakültelerimizin birinde, Adıyamanlı bir öğrenci hocasına, “Hocam hep Türklere vurgu yapıyor, Araplarla Türkler arasında bir fark var mıydı?” diye soruyor.

Prof. öğrenciye, nerede kalıyorsun?

Öğrenci: bir cemaat yurdunda yanıt verir.

Prof., “Yurtta kardeş Türk cumhuriyetlerinden öğrencisi var mı?”

Öğrenci, “ Evet hocam, Özbekistanlı var.”

Prof. “Çok güzel. Arap öğrencisi de var mı?”

-Evet hocam.

Prof. “Çok güzel.”

Ve devam eder. Samet sen yurda varınca, O Özbek arkadaşına, ben bu yaz Özbekistan’a geleceğim de. Bakalım ne olacak. Ardından o Arap arkadaşına, ben yazın Şam’a gezmeye geleceğim de. Bakalım ne cevap verecekler.

Adıyamanlı Samet, bu önerileri ilginç buluyor. Aklına da dayanır.

Önce Özbek öğrenciye: “Ben bu yaz Özbekistan’a geleceğim der.”

Özbek öğrencisi, “Ciddi mi, ne kadar güzel. Gel bizde kalırsın. Ben sana Özbekistan’ı gezdiririmder sevinçle.

Samet birkaç gün sonra Suriyeli öğrenciye varır.

O’na bu yaz Şam’a gezmeye diyor.

Şamlı Halid, “Kalacak yerin var mı, nerede kalacaksın?” Der.

Samet şaşırmıştır. Oysa Halid’e daha sıcaktır. Ona daha bir bağlıdır.

Samed’in tarzında allaktır.

Gün gelir Prof’la Samed’le tanışır.

Prof. Sorar “Ne oldu Samed, konuştun, konuştuğun mü inanıyorsun?”

Samet’e “Keşke görüşmese idim, keşke o soruyu sormasa idim. Hayal ediyorum, şoktayım hocam” der ve olayı anlatır.

Prof.Bak Samet Türklerin evi karşılığında. Gelen Tanrı konuğu kabul ederler. Evler duvarla dairesel değildir. Yarım ekmeklerini konukseverlikleriyle paylaşmaktan zevk alırlar.

Ama Araplar öyle mi? Bir dönüm arazide yıllık üç metreyi bulan duvarla çevrili evlerde, parçalar-hayata kapalı yaşarlar. Kadınların bu duvarının arkasındadır. Evin erkeği izin verirse avludan çıkabilirler.

Ben de bu gerçeği hem Hac zamanımda hem de Katar ziyaretimde gördüm. Arapların evleri yüksek duvarlarla çevriliydi.

İşte Arap ile Türk arasındaki fark budur.

Eğitimci-Yazar

Kaynak

Viyanablog Sitesinin Kurucusuyum.