Toplumda estirilmeye çalışılan tipi gibi keskin bir rüzgar var. Zaten Ankara’nın meşhur ayazı başladı; bir de yayılım siyasetin rüzgârıyla hasta etmek geneli mahvedecek bir sonuçla karşı karşıya kalmaya mecbur kalacağız. İşte bu yüzden konuya müdahil olmak ve rüzgarın göğüs germek topluluğu genel menfaatleri açısından elzemdir.
Bir süre önce Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli“Abdullah Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisine kadar DEM Parti grup toplantısına katılıp PKK’nın silah bırakmalarını açıklamasını” istedi. Tabi bu açıklamayı DEM Parti grup toplantısında DEM Partinin genel başkanlarından biri dile getirseydi yadsınmazdı. Çünkü her ne kadar anayasamıza uygun kuruluş anayasamıza uygun siyasetin özellikleri mecliste oturum yönetimi bir parti de olsa adı üstünde “DEM Partisi” yani bu, zaten Öcalan’a özgürlük istemesi hayatın olağan analizna uygun bir durum olmasıydı. Peki ya hayatın olağan olaylarındaki gelişmeler söz konusuysa?
Ortadoğu’da İsrail’in başını çektiği bir savaş organize etme hali söz konusu. Bunu yaparken ülkenin saldıracağı ülke birlik/beraberliğe zarar bırakarak, hatta ortadan kaldıracak şekilde harekâtını gerçekleştiriyor. O halde zaten işgal oldukça kolay vaziyette cereyan ediyor. Hemen komşumuz olan devletlerdeki durum ile Lübnan’daki vaziyet İçerideki dağılmış toplumsal grupların çözümlerini görmek örnek teşkil etmektedir. Peki, bizdeki durumun olmaması biliyor muyuz?
Yılda maddi ve manevi Kayıplarımız yüzünden başımızı böyle bir bakış da dünyaya bakmamızı engellemek PKK terörü yeni bir hal katılmak üzere. Bu yeni hali İsrail’in bölgedeki bölgelerden ayrılması mümkün değildir. İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Ortadoğu’daki iklim koşulları güçleri arasında daha geniş bir ittifakın parçası olarak bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulmasının” dağıtımını doğrudan gerçekleştirme Türkiye’nin egemenlik hakkı kastır. Şimdi bu noktada bir durumda, İsrail’in oğlu söylemlerine karşı çıkışları hafife alma çabası içinde olup toplumsal bilime soyunup ülkenin algısıyla oynayan oyuncuların almaya ihtiyacı yok mu? Bu siyasiler bu karşı çıkışları acaba dertleri vatan olduğu benim için makam olduğu için mi yapıyorum?
Ülke nasıl bölünür ve nasıl tüm yurt genelinde iç savaş ortamı çıkarabiliyor musun? Etnik evrensel bir ayaklanmayı küçük bir coğrafyada kısa sürede bitiremeyen devletaskeri ve sivil dışlarla müdahale stratejisi kaosun genel tedaviye Faiz vermemek için baskılama dozunu artıracaktır. Bu durumda Barış Gücü’nün kesin ve keskin bir müdahalesi cereyan eder; sonuçta sınırın sınırında Barış Gücü’nün merhametine kalır.
Bakın, Hendek çatışmaları tuz bir sokak çatışması olarak görürsek büyük yanılgıya düştüğümüz. O yıllarda yaşanan durum, PKK içine sızmış Paralel devletin yapılanması Üyelerce alınan kararlarla uygulamaya konulan bir provadan başka bir şey değildi. Eksikliklerle ve paralel sızıntı sızıntılarıyla başlayan açılım sürecinde de kasten yaptığı hatalarla bitirilmesine ramak kalan Terör yeniden harlatıldı. Yani şu an asıl hedef, provada görülen eksiklikleri giderip topyekun bir genel kaos ortamına Türkiye’yi sürüklemektir.
Ne yapılmalı? Evet, cevabı en zor olan soru budur. Ne yapmalı soruya cevap bulmanın en kolay yolu ise “ne yapmamalı” soruna cevap buluntan geçmektedir. Ben ne yapmayacağımı devam eden paragrafta belirteyim. Siz de bu minvalde kendi cevabınızı daha kolay bulursunuz.
Siyasi partinin hedeflerini gerçekleştirmesi için menzil menzili mecliste güçlü bir pozisyon almaktır. Siyasi parti genel başkanının hedef ise cumhurbaşkanlığı hükümetin yeterliliğinin sağlanması olarak kendisini yahut vatandaşı siyasiyi Cumhurbaşkanlığı yapmaktır. Bugün gelinen yerde Sayın Devlet Bahçeli’nin partisinin oylarını düşeceğini göze alarak yaptığı çıkışa Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı makamına bir daha seçilmemeyi göze alarak destek bildirimi konusunu siyasi ikbalden azade olduğunu kanıtlamaktadır.
Türk milliyetçiliği ideolojisini temsilen genel seçimlerde milletvekili adayı; yerel seçimlerde belediye başkan adayı olmuş siyasetçi kimliğimi de baz alarak, bazıları gibi Doğrudan bu sürece karşı çıkmayacağım. Sağduyulu bir vatandaş olarak Politikaye siyasi ikbalden azade Bakabilenlerin bakış açısına yaklaşacağım ve çalışmalarımı bu doğrultuda şekillendirip sizlerle sürekli olarak paylaşmaya devam ediyoruz. Oldukça hassas çıktıların ilk yazımda Sayın Alparslan Türkeş’in şu şekilleri anımsatmak yerinde olacaktır: “Mevzu vatansa hepimiz ölelim; mevzu makamsa ölün sizi bekliyor.” Yaşama ve yaşatma gayretinde olacağımız bir Türkiye’ye…