Son yıllarda İsrail ve İran, Lübnan’daki Hizbullah milisleri, Gazze Şeridi’ndeki Hamas ve Yemen’deki Husi milisleri gibi İran’ın müttefikleri üzerinde çatışmalara girerek ve bir İranlıya suikast düzenlemek gibi hedefli saldırılar yoluyla doğrudan çatışmalardan büyük ölçüde kaçındılar. İranlı önemli nükleer bilim adamı ve İran santrifüjlerine yönelik siber saldırılar.
Radikal İslamcı Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırmasından bir yıl sonra ve son olarak İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının artmasıyla birlikte işaretler artık farklı. İran’ın İsrail’e saldırısı bu yıl ikinci oldu. Nisan ayında İran, İsrail’e insansız hava araçları ve füzeler fırlattı. O zamanki tepki, İran hava savunma bataryasına yönelik sınırlı saldırılar nedeniyle ihtiyatlıydı. Bu saldırı resmi olarak doğrulanmadı.
ABD’li yetkililerin New York Times’a (“NYT”) verdiği demeçte, İsrail ordusundaki bazı kişiler ve politikacılar artık böyle bir tepkinin çok az olduğunu düşünüyor. Artık daha güçlü tepki vermemiz gerekiyor. Eski üst düzey istihbarat görevlisi Sima Shine NYT’ye verdiği demeçte, “çünkü sürekli olarak her taraftan saldırıya uğrayamayız” diyerek hükümetten geçmişte yapılmamış şeyler yapmasını talep eden İsraillilerin sayısı arttı.
İsrail’in birçok düşmanının “7 Ekim’in İsrail halkı için ne anlama geldiğini anlamadıkları, çünkü çok daha büyük riskler almaya istekli oldukları” şeklindeki yanlış yargısı var. Ayrıca eski üst düzey İsrailli güvenlik yetkilisi Joel Gusanski de “NYT”ye, İran’ın şu anda zayıflamış olduğunu ekledi. İsrail’de İran’a ciddi bir darbe vurulması yönündeki talepler giderek artıyor. Örneğin eski Başbakan Naftali Bennett, İran’ın nükleer tesislerine saldırı çağrısında bulundu.
Askeri uzman Gerald Karner, “ORF III Aktuell” ile yaptığı röportajda İsrail’in İran’ın füze saldırılarına karşılık vereceğine ikna olmuştu. Ne zaman ve nasıl görülecek; olası seçenekler arasında silah sistemlerine, silah üretimine, limanlara, petrol ve nükleer tesislere yönelik saldırılar yer alıyor.
İsrail uzun süredir İran’la doğrudan bir çatışmaya hazırlanıyor. İsrail’in şu anda hangi stratejiyi ve gerilimi tırmandırmayı seçeceği belli değil. Askeri uzman Gerald Karner, ORF III’e örneğin silah sistemlerine ve üretimine, limanlara, petrol ve nükleer tesislere saldırılar olabileceğini söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden, nükleer tesislere yönelik saldırıları Çarşamba gününe kadar kesin bir dille reddetti; bunu önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmeden gerçekleştirdi. Biden, ne yapacaklarının İsraillilerle görüşüleceğini söyledi. İsrail’den gelen haberlere göre, nükleer tesisler yeraltında yer aldığı için ABD’nin desteğine ihtiyaç duyacağı için şu anda nükleer tesislere saldırı planı bulunmuyor.
Petrol rafinerilerine yönelik saldırılar yalnızca zaten zayıf olan İran ekonomisine zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda ABD başkanlık seçimlerinden sadece birkaç hafta önce petrol piyasalarında türbülansa da neden olabilecektir.
İsmini vermek istemeyen İsrailli ve ABD’li yetkililer NYT’ye, olası bir kararın muhtemelen ancak Cuma günü gün batımına kadar sürecek olan Yahudi Yeni Yılı Roş Aşana’dan sonra verilebileceğini söyledi.
Washington Post’un Avrupa’daki üst düzey yetkililere dayandırdığı haberine göre, Avrupa’da Beyaz Saray’ın İsrail’in Netanyahu hükümetine yeterince baskı uygulayamayacağına dair korkular var. ABD’de Netanyahu’nun itidal sinyali verdiği söylendi. Ancak hükümetteki aşırı sağ güçlerin, İran saldırısına verilecek yanıtın siyasi koordinasyon sürecinde önemli etkileri olabilir.
Avrasya Grubu başkanı Ian Bremmer, Washington Post’a yaptığı açıklamada, ABD’de Tahran’ın gerilimin tırmanmasından kaçınmak istediğinin varsayıldığını, ancak İsrail tarafından daha güçlü bir tepki geleceğine dair korkuların bulunduğunu söyledi. Varoluşsal tehdidi hisseden İsrailliler: “Kendilerini Amerikan baskısına bağlı hissetmiyorlar ve bu da Biden’ı kötü gösteriyor.”
İsrail muhtemelen askeri açıdan İran’dan üstündür. İran, 600.000 aktif asker ve 350.000 civarında yedek askerle Ortadoğu’nun en büyük ordularından birine sahip. İsrail ordusunun yaklaşık 170.000 aktif askeri ve 465.000 yedek askeri bulunuyor. Ancak İran hava kuvvetlerinin modası geçmiş olduğu düşünülüyor ve yaptırımlar nedeniyle modernizasyonu pek mümkün değil. İsrail’in çok daha modern bir ordusu var ve en önemlisi, ABD’nin askeri desteğine de güvenebilir.