:
Zafer ÖZCİVAN
İktisatçı
(e-posta korumalı)
Yüksek enflasyon girişlerimiz yaklaştığımız üç harfli bu yana kasım zamanlarında yeni yılda yapılan fiyat artışları yurt içi üretici fiyatlarının 12 ay ortalamalara velet belirlenmektedir. Bu yılın 12. günü ve yılın 12. günü 43,93 yıl değerinde. Geleceksa %43.93’ten itibaren geldiğinden itibaren.
Peki %43,93 oranındaki maaş ve ücret artışlarında baz alınması gerekirken kesinlikle baz alınmıyor ve işte bu nedenle fakirlik veya yoksulluk bildiğimiz her geçen zaman artmaya devam ediyor. Başka bir deyişle, sorunların adaletsizliğini bir kez daha gözle görülür bir şekilde ortaya koyuyor.
saklamada birkaç harf satın almak için yüksek enflasyonun asgari düzeyde olanlara olan olumsuzlukları en aza indirmek amacıyla yıl ortasında artış yapılmasına rağmen bu yıl ortasında ek zaman yapılmadığından ve yılbaşından bu yana 17.002 TL olarak devam ediyor. Emeklilerde ise en düşük maaşlı olan 10000 TL maaşı olanlara %25 artış yaparak 12500 TL ye diğer emeklilere de ocak haziran enjeksiyon toplamı olan %24,73 ücret artışı verilmişti. Bunu enflasyon farkıdır diye de kullanabilirsiniz. Geçmiş altı ayda artan enflasyon farkının kapasitesidir. Önümüzdeki altı ayda yaşanacak enflasyon tahmini baz alınmamıştır. dolayısıyla bu durumda 17 bin 2 TL olan asgari ücretten ocak-ekim ayları enflasyon oranı olan %39,77 düşüşümüzde 10 bin 240 TL ye; en düşük emeklilik maaşı olan 12:00 500 %11,64 de temmuz, ağustos, eylül, ekim ayı enjeksiyon toplamı olan %11,64 başlangıçta düşmemizde ise 11:00 45 TL değeri bulmaktayız. Bu, hafızanın ve hafızanın hesaplanabilir olarak kaydedildiği anlamına gelir.
Yılbaşında yapılacak ücret artışlarına gelindiğinde; % 100 zam gelse dahi enflasyonun devam ettiği süre boyunca bir anlamı olmayacaktır. Bu, cihazın enflasyonuna ve güvenliğine iyi bir örnektir. Bu konuda söylenecek bir şey var ama siz de bir göz atmak isterseniz bir göz atabilirsiniz, böylece hayatınızda güzel vakit geçirebilirsiniz. Genel olarak halk arasında enflasyon ve hayat pahalılığı aynı anlamda yanlış olarak anlaşılır. İki ekonomi arasında terim anlam farkı vardır. Örneklerle anlatalım çalışalım.
100 TL maaş dönemi enflasyon %20 iken maaşınıza %30 zam geliyorsa sizin için hayat pahalılığı söz konusu değildir. Çünkü eski maaşınızla fiyatı 10 TL olan bir üründen 10 kg alabilme gücüz varken yeni maaşınız olan 130 TL ile 12 TL olan üründen 10.83 kg alabilecek durumda geliyorsunuz ve Aldığınız miktar eski maaşınızla alabildiğini 10 kg’dan daha dayanıklı. Maaşınız 100 TL iken %20 enflasyon olduğu yığın maaşınıza %10 zam geldiğinde fiyatı 12 TL ye çıkan üründen 9.16 kg alabileceksiniz ve eski maaşınızdan daha az ürün alabileceksiniz. Bilmeniz gereken her şeye sahip olmak iyi bir fikirdir.
Büyük bir eklemlenmenin olması, enflasyonun ve alım gücünün azaldığı süre boyunca önemi kalmaması önemlidir. Önemli olan enflasyonun azalmasıdır.
Hükümet, çeşitli enflasyon oranlarındaki düşüşler arasında yer almakta ve bunlardan biri enflasyonun sebeplerinden bir tanesi olan, talebi yavaşlatmak üzere uygulamaya koyduğu sıkı para politikasıdır. Yani tedavüldeki parayı kontrol ederek halkın harcamalarını kısmak yoluyla arz fazlasını oluşturmaktır. Arz ve talep kanununa velet bir malın arzı yüksek olduğu zaman fiyatı düşer, talep fazlası olduğu zaman ise fiyatı yükselir. Bu sayede yapılan uygulama, halkımızın alım gücünün de sürekli olarak düştüğünü, beslenme ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını veya çok zor karşıladığını unutmamalıyız. Günümüzde yüksek enflasyonla mücadelenin nedeninin geçmişte uygulanan para politikası olduğu düşünülüyordu. Yapılacak birçok farklı şey ve bilmeniz gereken her şey var. Ekonominin başına kim gelirse gelsin bu süreye göre değişir kesindir. Çünkü 56 ülkede yapılan bir değişime göre bozulmanın enflasyonun değişmesi ortalama olarak 3,4 yıl olduğu ortaya çıktı.
Konuya gelirse hükümet vergi, harç ve cezalara 12 aylık üretici fiyat enflasyonu olan %43,93 oranında zam yapacak. Ancak günlük günlerde asgari ücret için merkez bankası başkanımız Sn. Fatih Karahan’ın bir toplantısında %25’lik süreklilik göstermesi veya ücret artışlarının orta vadede planlandığı 2025 hedef enflasyonu olan %17,5 söylentilerinin her ikisi de yeterli değil. Ayrıca memur ve memur emeklileri için %12,34, işçi, esnaf ve çiftçi emeklileri için %16,58 oranında geçmişte yazılı ve sözlü basında dile getirilmektedir. Tabii ki kasım ve aralık ayı enflasyon tutarları eklenecektir ve tahminen bu iki para harcama toplamı %5 olsa dahi kesinlikle yeterli olmayacaktır.
Eğer işçi, memur, emekli zamları yukarıdaki oranlarda olursa büyük çoğunluğun yüksek enflasyon altında ezileceği, kazanç gücünün düşeceği, hayat pahalılığın yükseleceği aşikârdır ve halkımızın büyük bir kesimi zayıflaşmaya devam edecektir.
Bunun en uygun çözümü, ocak ayı gelir toplamı baz geliri asgari ücret ve emekli maaşı belirlenmeli ve her ay TÜİK tarafından uygulanan TÜFE oranı oranında güncellenmelidir.