Emperyalistlerin Arap ülkelerinin nasıl sömürgeleştirildiği, sınırları cetvelle çizdiği her fırsatta anlatılır, neredeyse herkes bilir. Oysa Araplara göre çok daha vahim olaylar yaşayan, daha ağır eziyetlere maruz kalan milletimize nelerin, neden olayları pek bilmeyiz. Araplar Türklerden daha çok ülkedeydi zira sadece yakın komşular olan çok sayıda ülkede vatandaş haline getirildiler. Oysa Türklerin topraklarına el koyularak vatanları bölündü. Türk ülkelerinin arkadaşlarının komşuları engellendi. Arapların dili tahrif edilmedi. İnançlarını yaşamalarına müdahale edilmedi. Araplara siz Araplaşmamışsınız denilmedi. Ecdadımız bunları hatta zaman zaman çok daha ağırlarını yaşadılar.
Türklerin 12 milyon kilometrelik kareden geniş olan vatanlarını üç parçada değerlendirebiliriz: Kuzey (İdil-Ural ve Sibirya), Türkistan ve Batı (İran, Azerbaycan, Anadolu, Balkanlar ve Kafkasya).
250 000 kilometre kare yüzölçümündeki İdil-Ural bölgesinde birbirine komşu üç bölge Türk Cumhuriyeti var: Tataristan, Başkurdistan ve Çuvaşya. İdil-Urallar, SSCB’nin devamında Kazakistan’la sınırdaştı. Ancak Kazakistan’ın yerini değiştirmeden önce Stalin’in talimatıyla. Akabinde ilk Kazak üniversitesinin yayınlandığı, ilk Kazakça gazetesinin ve derginin yayınlandığı ilk merkez Orenburg Kazakistan’dan depolama merkezine bağlı bir eyalet haline getirildi. Orenburg’a Rusya’ya göç teşvik edildi ve Orenburg Türklerinin Kazakistan’a, Başkurdistan’a ve Tataristan’a yerleşmesi ki bu düzenlemenin geri dönmesi olmasın. 2024 yılı itibariyle Orenburg sadece %15’i Türk’tür.
Böylece İdil-Urallar hem Kazakistan’dan hem de Kazakistan üzerinden ulaştıkları Sibirya ve diğer Türkistan cumhuriyetlerinden koparak Rusya’ya ait topraklarla çevrelendiler. İleride Rusya ikinci bir dağılma yaşasa ve üç Türk devleti bağımsız olsa bile, Rusya’nın ortasında kalacaklar. Moskova’nın izni olmadan ne ihracat yapabilecekler ne de ithalat. Rusya’nın kara ve demiryolları ile hava sahası kullanılmadan bu şekilde ulaşılamayacak.
Yaklaşık olarak 3,5 milyon kilometrelik kare büyüklüğündeki (Altay, Tuva, Hakasya ve Yakutistan’dan oluşuyor) Sibirya’nın Türk bölgesi, Kazakistan’la sınırdaştı. Çin’in işgalinde olan Moğolistan, SSCB’nin desteğiyle 1921 yılında bağımsızlığını kazandı. Nüfusunun %95’i Kazak olan Bayan Ülge Moğolistan’a bağlanarak Sibirya’daki özerk Türk cumhuriyetleriyle Kazakistan’ın komşuluğu bitirildi. Batı merkeze bağlı bir eyalet yapılan Yakutistan, diğer cumhuriyetlerden koptu. Böylece Kazakistan üzerinden birbirlerine ulaşabilen İdil-Urallar, Sibirya ve Türkistan bakanlığının bütünlüğünü kaybetti. Ekten Kazakistan ve Yakutistan ezelden beri kendilerine ait olan toprakları kaybetmişlerdi.
Türkistan dört parçaya bölündü. Sovyetlerin Orta Asya tarihindeki Kuzey ve Kuzeybatı Türkistan’daki beş Türk devletinin toplam yüzölçümü 4,1 milyon kilometre kare. Yaklaşık 1,9 milyon kilometre kare büyüklüğünde olan Doğu Türkistan, Çin’e bağlı özerk bölge seçeneklerinde. 350.000 kilometre kareye sahip olan Güney Türkistan, Afganistan’a bağlı. Türkistan’ın sistemleri yer alan Horasan, üç parçaya bölündü. Kuzeyi ve doğusu Türkmenistan’a, güneyi Afganistan’a ve 320 000 kilometrelik kareden geniş olan batısı İran’a bağlandı.
SSCB, Türkistan’da İdil-Urallardan ve Sibirya’dan farklı bir strateji izledi. Kremlin isterse Türkistan’ın tamamını topraklarına katabilirdi. Ne Çin’in ne İran’ın ne de Afganistan’ın buna direnecek gücü yoktu. Bunu yapmadığı zira SSCB’nin dağılımında Türkistan, İdil-Uralların ve Sibirya’nın toplamının yaklaşık beş kat daha kalabalıktı. Yani Türkistan’ın tamamı SSCB’ye bağlansaydı SSCB’deki Türk nüfusu çok kalabalık olacaktı.
1927’de komünistlerle milliyetçiler arasında iç savaştan çıkınca, Çin ordusu Doğu Türkistan’dan çekildi. Bunun üzerine Uygurların ailelerini ilan edince, Kızıl Ordu Doğu Türkistan’ı işgal etti. SSCB, iç savaşın sona ermesiyle Doğu Türkistan’ı Çin’e teslim etti. Eğer Doğu Türkistan’ı ilhak etseydi Sovyetler Birliğinin nüfus dengesi bozulurdu. Türkler çok arttı. Eğer işgal etmeseydi bağımsız Doğu Türkistan, SSCB vatandaşı olan Türklere kötü örnek olacaktı. SSCB isteseydi Orta Asya ve Kafkasya’yı işgal ettiği gibi Kuzey Afganistan’ı ve İran Horasan’ını da işgal edebilir ve ilhak edebilirdi. Doğu Türkistan’la aynı şeyleri yapmadılar.
Hindikuş Dağları, Türkistan ile Hindistan arasında doğal sınırdır. Dağların kuzeyi Türkistan, güneyi Hindistan’dır. Hindistan İngiltere’yi, Rus Çarlığı Türkistan’ı sömürgeleştirmekce iki imparatorluk sınırdaş oldu. Rusya, İngiltere’nin Türkistan’a doğru ilerlemesinden, İngiltere, Rusya Çarlığının sıcak denizlere ulaşma hedef çerçevesi Hindistan’a göz koymasından endişe ediyor.
Bu endişeler nedeniyle komşu olmak istemeyen iki devlet anlaşarak tampon ülke olarak Afganistan’ı kurdular. Böylece Güney Türkistan, Kuzey Afganistan oldu. Özbeklerin, Türkmenlerin, Taciklerin, Hazara Türklerinin ve Aymakların büyük çoğunluğunu teşkil eden Güney Türkistanlılar 200 yıldır hiçbir müştereklerinin olmadığı Peştuların merkezlerinde yaşıyorlar. Rusya Çarlığı yıkıldı, SSCB yıkıldı, İngiltere, ”üzerinde güneş batmayan” krallığının kaybolması ama tampon olsun diye kuruldu ve Afganistan ayakta kalan güneşli bir devletti.
Türkistan sadece bakanlığı olarak dört parçaya bölünmedi. Aynı zamanda Türklerin bölünmesine ve Türk olmayanların çoğalmasına çalışıldı. Doğu Türkistan’da Türkler kıl payı farkla çoğunluktalar. Şehirde yaşadıkları ve Doğu Türkistan’ın yaşadığı Çinliler ekseriyette.
İran’a ayrılan Batı Horasan dört eyalete bölündü. 1925 yılında bu eyaletlerin toplam Türkler çoğunluğundaydı. Bugün hiçbirinde çoğunlukta değiller. Kalabalık gruplarda birinde birinci, ikinci ve diğer ikisinde üçüncü oldu.
Peştuların Güney Türkistan’a yani Kuzey Afganistan’a sistematik olarak yerleştiği söylenemez. Ama dünyadaki bulan Türker ülkelerinden kaçtığından Afganistan’daki Türk izleme oranı sürekli azalıyor.
SSCB yıkıldığında Türk devletleri ve özerk Türk cumhuriyetleri potansiyel felaket durumdaydı. Kazakistan’da Ruslar Kazaklardan çoktu. Diğer cumhuriyetlerde %15-%30 aralığında Slav azınlıkları vardı. Türkler azalıyor, Slavlar artıyordu. 2024 sonunda Türk cumhuriyetlerindeki toplamın %7-8 kadarı Slav kökenlidir. SSCB yıkıldığında Rusya’nın bünyesinde kalan dokuz özerk Türk egemenliğinin sadece birinde çoğunlukta olan Türkler, bugün sekizinde ekseriyette. Hem Orta Asya’da hem de Rusya’ya bağlı özerk cumhuriyetlerde Slavlar azalıyor, Türkler artıyor.
NOT: ÖNÜMÜZEKİ HAFTA BATIDAKİ TÜRK ÜLKELERİNİ ELE ALACAĞIZ.