Reuters’in aktardığına göre Lübnanlı bir siyasi kaynak Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Hochstein’ın militan Hizbullah ile İsrail arasında ateşkes konusunda Lübnan’da görüşmelerde bulunmasının beklendiğini söyledi. Lübnan medya kuruluşu Lübnan’ın Sesi de ziyaret hakkında Lübnanlı milletvekili Kassem Hashem’e atıfta bulunarak haber yaptı.
Lübnan hükümet çevrelerine göre Hizbullah yakın zamanda en azından müzakereye istekli olduğunu belirtti. ABD taslağının müzakereler için bir temel ve “bir anlaşma çerçevesine ulaşma fırsatı” olduğu belirtildi. Ancak Hizbullah konusunda hâlâ tartışmaya ihtiyaç var. İsraillilerin taleplerine kayıtsız şartsız boyun eğdiği izlenimini vermek istemiyor. Bu savaşta zaten çok şey kaybetmiş olan destekçilerinin gözünde itibarının daha da azalacağından korkuyor.
Basında çıkan haberlere göre, ABD’nin teklifinde İsrail ve Hizbullah’a saldırılarını ilk etapta 60 gün süreyle askıya alma çağrısı yapılıyor. İsrail ordusu Lübnan’ı terk edecek ve Lübnan ordusunun askerleri sınıra konuşlanacak. 60 gün sonra İsrail ve Lübnan’ın da BM’nin 1.701 sayılı Kararının tam olarak uygulanmasına yönelik müzakereler yapması planlanıyor. 2006’daki önceki savaştan sonra hedefleri Lübnan-İsrail sınır bölgesindeki çatışmaları bitirmekti.
Hizbullah, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’te İsrail’de yaklaşık 1.200 kişinin ölümüne yol açan katliamı gerçekleştiren Hamas’a destek amacıyla İsrail’i bombaladığını söylüyor. İsrail ordusu hava saldırılarıyla karşılık verdi ve Eylül ayı sonlarında Lübnan’a kara saldırısı başlattı. Lübnan’ın resmi rakamlarına göre Lübnan’da şu ana kadar 3 binden fazla insan öldürüldü.
İsrail saldırılarını Pazar günü de sürdürerek Lübnan’ın başkentindeki hedefleri de bombaladı. Bunlar Beyrut’ta neredeyse bir aydan beri gerçekleşen ilk saldırılardı. Son haftalardaki saldırıların çoğu güney banliyölerini vurdu.
Lübnan devlet haber ajansı NNA, Pazar akşamı Mar Elias alışveriş caddesi yakınlarında bir saldırı yaşandığını bildirdi. Lübnan Sağlık Bakanlığı en az iki kişinin öldüğünü bildirdi. 13 kişi daha yaralandı.
Hizbullah basın sözcüsü Muhammed Afif, nüfusun yoğun olduğu Ras el-Naba bölgesine düzenlenen başka bir saldırıda öldürüldü. Afif, 27 Eylül’de İsrail’in Beyrut’un güney banliyölerine düzenlediği hava saldırısında öldürülen eski Hizbullah genel sekreteri Hasan Nasrallah’ın uzun yıllar medya danışmanlığını yaptı. İran destekli milislerin medya ilişkileri ofisini devralmadan önce birkaç yıl Hizbullah’ın el-Manar televizyon kanalını yönetti.
NNA’ya göre roket saldırısı laik-milliyetçi Baas Partisi’nin ofisini hedef aldı. Parti, Suriye lideri Beşar Esad’ın partisi de dahil olmak üzere birçok Arap ülkesinde faaliyet gösteriyor.
İsrail ayrıca Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki diğer hedeflere de saldırdı. Filistin rakamlarına göre 100’e yakın kişi öldürüldü. İslamcı Hamas tarafından kontrol edilen Gazze’deki hükümetin basın ofisi Pazar günü yaptığı açıklamada, İsrail bombasının Beyt Lahija’daki beş katlı bir apartmana isabet ederek 72 kişiyi öldürdüğünü söyledi. Orta kıyı bölgesinde 24 ölüm daha bildirildi.
Bilgiler bağımsız olarak doğrulanamaz. İsrail ordusu saldırıyla ilgili yorum yapmadı. Hamas’a bağlı yetkililere göre, savaşın başladığı Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde öldürülen insan sayısı 43 bin 846’ya yükseldi. Bilgilerde siviller ve savaşçılar arasında ayrım yapılmıyor.
İsrail’in eylemleri göz önüne alındığında, AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının bugün yapacağı toplantıda ülkeyle ilişkilerde olası bir rota değişikliği tartışılacak. AB dış politika sorumlusu Josep Borrell, İsrail’in Hamas ve diğer terör örgütlerine karşı eylemlerinde insan haklarını ve uluslararası insani hukuku ihlal ettiğine artık kesin gözüyle bakıyor.
Bu nedenle ülkeyle düzenli siyasi diyaloğun askıya alınmasını öneriyor. Ayrıca İspanyol’a göre, işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimlerinden uluslararası hukuka göre yasa dışı olan ürünlerin ithalatı da yasaklanmalı.
Tekliflere ilişkin kararların dışişleri bakanları toplantısında alınması beklenmiyor. Bunun nedeni, diğer şeylerin yanı sıra, Almanya, Macaristan, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin nispeten İsrail dostu konumlanmalarıdır. Ancak AB yetkilileri, yaptırımlara ilişkin tartışmaların halihazırda İsrail’e açık bir siyasi sinyal gönderdiğine dikkat çekiyor.