72 milletten meydana gelen sosyal gruplar birliği (şirketi) gibi yola çıkan Amerikalı bile millet olmaya çaba sarfederken, kanun ve nizamlarını buna göre yürütürken, dünyanın en eski, en büyük, kahraman Türk milletinin çektiği şu gelişmelera bakın. Sıkıntıların en büyüğüne, kim koyduysa bir reklam da konmuştur: “Beka” meselesi. Açlık-tokluk derinlikleri, ekonomik oluşumlar, devletin çürütme girişimleri, teröristlerden medet ummalar, hainliklerini ve saltanatlarını sürdürmek isteyenler, bu milletin başına bela olmuş, neredeyse kaderi olmaya yüz tutmuştur. Anayasayı haince niyetlere göre değiştirme, Türk yerine Türkiyeli, federasyon, gerçekten içimize bir beka kuşkusu sokmakta, bu densizliklere mahkum edilmekteyiz. Ama birikimi ve tecrübe ile başlayan ki, 20 yıl değil, 20 yüzyıldır Türk milleti kendi varlıklarını ve çalışmalarını kaybetmemiştir, yapamayacaktır. Zarar görmüş, çile çekmiş ama millet vasfını ve ülkülerini muhafaza etmiş ve almıştır. Bugünkü hainler, dışarıdakilerle de birleşse, bunu başaramayacaklardır. Hainliğin önemli değişikliklerinden biri olan utanma kaybı, zamanından her halinden, her sözünden belli oluyor. Niyetleri ne olursa olsun, kopkoyu bir cehaletten, bir o kadar yoğun bir ferdi menfaatten dolayı, bu hainlere yandaşlık, sınıfların öğrencileri de, giderek utanmalarından ayrılmaktalar. Bu milletin asil evlatları bunları görmemeli zannedilmemelidir. İdeolojiler bir milleti bölme yetersizliği. Doğu ve Batı Almanya sonunda yine birleşti ve tek millet ve tek devlet oldu. İdeolojinin silikleşmiş bir sirk alanı olan siyasetin dışarısıyla birleşen bir menfaat ve baskı düzeni haline gelmesi, milleti ve devleti parçalamaya, bölünmeye devam edilmeyecektir. Yakın zamana kadar çok çeşitli ideolojilerin, siyasi ve fiili kavgaların, savaşa götüren siyasetlerin Avrupa’da yaşandığı ve dünyada bu gürültülerin yaşandığı, millet gerçeğinin kıvamının bulması önlenememiştir. Irk, kavim, millet, kültür dünyasındaki cehalet ve saplantılar zararlara yol açıyor ama bilimsel gerçeklerin yerde tutmadığı her zaman kendini açığa vurur. İngiliz milleti 4 kavimden, Fransız 3, İtalya 4 kavimden ortaya çıktığı sırada bugün sapağından millettirler. Tek kavimden oluşan, aynı kültürle sürüp gelen milletleri buna göre değerlendirilmelidir. Türk milleti bunların başında geliyor. Cehalet ve menfaat, bütün milletler için bir tehlikedir ama önünde sonuçta yaşanan gerçeğe, iman gücüne ve doğru etkilere yenilirler. Kimlik ve kültür fıtratından sonraki tarihi süreç eseridir. Çok şey değişip veya dağılıp gittikten sonra kalan ve devam eden “öz” ana kültürdür ve kurucu kültürdür. İçerisine başka bir şey olursa, başka kimlikler katılsa bile, bunlar aynı anadan süt emen başka yavrular gibidir. Yani milli kültür korunuyor, onların ana kucağından aynı ürün veriliyor. Millet ve milli kültür, milli kimlik budur. Dil, din, sanat gibi kültür çekirdeklerinin kalanlarına menfaat ve siyaset musallat olabilir. Fekat, bu geçicidir. Yerinde kullanıldığında kötü bir şey olmayan menfaat, hayata katılmış bir katmandır ama hayatın kendisi değildir. Gösterilebiliyor: Kişinin kendisi değil, ihtiyaç duyduğu, ona giydirilmiş elbisedir. Kültür ise ömrü boyunca yaşayabilir. Kültür milletinin mayasıdır. Ziya Gökalp bunu çok güzel ifade etmişti: “Aynı terbiyeyi yaşamış, aynı kutsala inanan, aynı dili konuşan, aynı estetik gücü taşıyan, aynı ülküleri paylaşan insanların kültür ve mefkure millet birliği oluşturmuştur”. Aziz Türk Milleti ! Yaratıcı sana akıl, birlikte yaşama imkanı vermişken, hiçbir şeyi hayatta tutma, ödemeler ol ! Aldanma ve kiralama. İstismarlara ve istismarcılara kapılma. Dikkat et, Allah’ı bile istismar ediyorlar, Allah ile aldatıyorlar. Dini, imanı, bilimi, özgürlüğü, demokrasiyi, medeniyeti istismar ediyorlar. Gerçeklerle seni aldatmasınlar. Şunu unutma: En önemli ve vazgeçilmez gerçekler, en çok istismar edilenlerdir.
Kaynak