‘Yenidoğan çetesi’ davasının ilk duruşması yarına ertelendi

‘Yenidoğan çetesi’ davasının ilk duruşması yarına ertelendi
Yayınlama: 18.11.2024
4
A+
A-

:

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın da aralarında yer aldığı, 8’i kadın 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve dosya avukatları hazır bulunuyordu. Bazı tutuksuz sanıklar ise şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlenmeye bağlandı.


SEGBİS’te yaşanan arızanın giderilmesinin ardından yeniden başlayan duruşmada, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, davada müşteki olmayan bir kısım tazminat ailelerinin avukatları ile bazı sosyal toplum birimleri ile siyasi tarafların avukatları davaya katılma talebinde bulundu.

Duruşma savcısı, katılmama suçundan doğrudan zarar görmedikleri için reddine kara sözleşmesini talep etti.

Bu durumda taleplerin nasıl kesildiği bir şey olmadığını söylerken, bir kısmı sanıklar ve avukatların taleplerin reddedilmesi durumunda olduğunu görebilirsiniz.

Mahkeme heyeti, puanların değerlendirilmesi sırasında duruşmaya bir süre ara verdi.

Aranın ardından tazminat bedeli heyet, müdahillik talebinde bulunan TBB Başkanı Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, müşteki olmayan bir kısmı tazminat ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatlarının katılmaması reddedildi.

Duruşmada daha sonra sanık savunmaları alınmaya başlandı.

Mahkeme başkanı, örgüt elebaşı olarak değerlendirilen tutuklu sanık Fırat Sarı’nın savunmasının en son alınacağını bildirdi.

“Her hastane sahibi para kazanmak ister”

Tutuklu sanıklardan Resmi Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe değerlendirdiğini belirtti, bazı seçimlerden dolayı atılım suçlamaları reddedildiğini söyledi.

Taşçı, bilirkişi raporunu kabul etmediğini ifade ederek, davanın bir çok eylemden oluştuğu, birçok suçlamanın yer aldığı, bazı yanlışlıklar ve usulsüzlükler olduğu savundu.

Hastanelerdeki değişikliklerin kesintiye uğradığını ancak arızaların sıkıntısını yetkililerin çektiğini bir süredir devam eden Taşçı, şunları kaydetti:

“Benim bir kuruş para kazandım yok. Hastanelerin yüzde 70’inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek ‘Sen neden müdahale ettin’, etmesek ‘Nasıl müdahale etmezsin’ diyorlar. Hasta fazla paranın kazanılması için Fırat Sarı’ya baskı kuruyorlar. için gereken bir ilaca SGK sabah 9’da 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu olarak 7000 liraya geliyor. Fırat Sarı, bu işlemin çöpe gitmesi için konuştuk. O da onay verdi Hasan Basri ben de satışını yapıyordum. Benim katıldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı’nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum.”

Hakan Doğukan Taşçı, aciliyetin zaman zaman bebeklerini tedavi ederek dile getirerek, “Örneğin entübasyon islemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde değildi zaman, benim Yoğun bakım ne kadar doluysa ya da o kadar çok para kazanan hastaneler.” dedi.

Savunmasının hazırlığının ardından Taşçı’ya iddianamede yer alan Alan, sanıklarla olan kasetlerin kaydedildiğini sordu.

İddianamede maktul olarak yer alan siyahi baby Micehelle Nwando Opara’nın ürün sevk sürecini anlatan Taşçı, sevk edilmenin ardından bebek sanıklardan gece nöbetçisi Resmi Tuğçe Toptemel’e teslim yer aldıklarını belirtti.

Taşçı, sabah saat 07.40 civarında Toptemel’in kendisini aradığını ve çocuğun iyi görünmediğini söylediğini, ancak ifadelerin kayıtlı olduğunu, kendisinin çocuklarında bulunduğunu kötü olduğunun anlaşılmadığını ileri sürdü.

Daha sonra gündüz bakım teslimi alan Resminin kendisini aradığını ve iyileşmediğini, dudaklarının annesinin olduğunu söylemesi üzerine iyileşmeyi başaran kaydeden Taşçı, Gittiğinde hastayı kontrol ettiğini ve 10 saniye içinde öldüğünü anladığını gösterdi.

Taşçı, hastanın dokunduğu zaman aşırı hipotermide olduğunu kaydederek, “Şaşkınlığım o. Artık çocuğum ölmüş, buz gibi olmuş. Bunun bir Sertifikanın anılması gerekiyor.” Savunmasını yaptı.

Yaklaşık 10 saat süren duruşma, sanıkların savunmalarının hazırlanması için yarına ertelendi.

“Üzerimize püskürtme uçlarının sorumluluğu yerine getirmek devam eder”

Baronun ismi de Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sağkan’dan geliyor, baronun doğum başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin duruşmaya geldiği, davaya gelemeyen Çok sayıda baronun ise katılmama dilekçelerini UYAP üzerinden mahkemeye gönderdiklerini belirtti.

Sağkan, bugün çocukların yaşam hakkının söz konusu olduğu bir dava dosyasında, TBB’nin ve baroların katılımının sağlanıp kabul edilmesi daha etkin, daha şeffaf bir yargılama süreci hayata iliştirilmesi istisnasız tümmlülerin en ağır şekilde cezalandırılması için burada listelendi.

Baroların katılma talebinin kabulünün ne kadar önemli olduğu konusunda ısrarla ve hukuki gerekçelerle vurgulasalar da mahkemenin verdiği kararla bu talebin reddedildiğini aktaran Sağkan, “Bu bizim açımızdan mücadeleyi burada Bizler aynı zamanda bu yargılamayı takip etmeye devam ediyoruz, aynı zamanda mağduriyet yaşayan ailelerin avukatlarına da hukuki ve teknik destek vererek, Bu süreçte maddi çıktıların elde edilmesi kalitede boli tatmin edecek bir kararın çıkması için üzerimize nozulların sorumluluğu yerine getirmeye devam etmektedir.” bölgede kullanıldı.

İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu ise davaya katılmadığının reddedildiğini anımsatarak, İstanbul Barosu olarak, İstanbul’da görev yapan bir baro olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nin gördüğüta olduğu bir davaya Zayıflamanın kabul edilmesinin çok daha önemli bir iyileşme gösterdiği vurgulandı.

Resimde Türk’ün adını görebilir, ne söylediğinizi de görme şansınız olacak. Anayasada devletin sağlık durumunun planlanması ve denetlenmesi konusunda açıklama yükleyen azıda Anayasa vardır belirtti.” sarf etti.

Kaboğlu, hem devlet hastanelerinde hem de özel hastanelerde bu ücretin yerine getirilmediğini gördüklerini savunarak, “Burada bu büyük davanın görülüyor, böyle bir sistemsizliğe dönüşmesi Bu açıdan bebeklerimizin, onların yaşamları karartılmış, bebeklerimizin yaşamlarından koparılmıştır. bulunmaktadır.” diye konuştu.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca sağlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktoru Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu suç olayında sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suçun gerçekleşmesinin esas amacının, adacıklaşmasını devir yapmayı bırakma yoğun bakım birimlerinin 112 sevk sisteminin takip edilip doluluğunu sağlamak, kişilerin basamaklarıyla oynaması dahil olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınıfta ödeme alındığı kaydediliyor.

Sanıklar tarafından hastaların bebeklerin parçalarından daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK’den yüksek İşleri bu şekilde halledersiniz ve bu konuda bilmeniz gereken her şeye sahipsiniz.

Bebek hastalarına uygun sağlık hizmeti sağlayan hastanelere sevki yerine şüphelilerin bolluğu, organizasyon adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı iddianamede, karın Bize gönderirseniz görmek isteyeceğiniz şey budur.

Bu amacın, bebeklerin sağlıkta değişebileceği değil, maddi açıdan en fazla kazancın elde edildiği iddianamede vurgulanıyor.

Ceza istemleri

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için “kasten öldürmenin himali davranışlarla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt ağı” suçlarından 10 Bir kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin himali davranışlarla muamelesi”, “kişisel kayıtlı hukuka aykırı ele geçirmeler”, “kamu kurumu ve ülkelerinin zararına” dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 harf 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.

Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezası öngörülüyor.

İddianamede, “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de bireysel kişilere özel güvenlik tedbirleri alınır, bunların kapatılıp mal haline getirilmesi İhtiyaç duyulması talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve cihazlar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Öte yandan, evlilik dışı çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E’yi makamında ölümle tehdit edenleri de tutuklanmıştı.

Bu soruşturma devam ediyor.

Kaynak

Viyanablog Sitesinin Kurucusuyum.