Serpil Güleçyüz: Zor günlerde insan kalabilmek – Habererk, Güncel Son Dakika Haberleri

Bugünlerde insanlığın zor günlerinden geçiyor.

Bir yanda hiçbir şey umursamadan hayatlarını yaşayanlar, bir yanda hayatta kalma savaşı verenler, bir yanda televizyonların başında dizileri izleyip hayatı toz pembe görenler.

Bir yanda huzursuz, gelecekte endişe duyarak uykusuzluk çekenler, diğer yanda uyuyanlar, uyuyanlar.

Bir yanda değişim içinde gün gün ekleyenler, diğer yanda umutla gelişenn açılıp aydınlığın vermeyi bekleyenler.

Bir yanda hüzünlü, yaralı, kırgın yürekler, öte yanda çalışmayı dedik diyenler.

İnsanlık için en sinsi tehlike ise kanıksamaktır. Kanıksamak, bir şeyin sık sık tekrarlanması sonucu alışkanlığa dönüşp olağandışı görmektir. olağandışı, inanılmaz ya da yabancı gelen şeyler normalleşir ve bizi duyarlı hale getirir.

Kanıksamak, bizi duyarlı, tepkisiz, ruhsuz bir toplum haline getirir.

Oysa ne demiş Ozan Arif: ,

Nerede bir can ölse,

Oral olur yüreğim

Olmalı zaten,

Olmazsa insan olmaz yüreğim

Nerede bir acı, nerede bir haksızlık, nerede bir adaletsizlik, nerede bir yoksulluk varsa sözlü olmalıyız. Birisinin acısını umursamamak, acıya duyarlı kalmak, bu dünyanın merkezini bildirmek gelir. Bu dünya herkese yeter. Yeter ki ötekileştirmeden, sevgiyle, birlik ve beraberlik içinde iyileşme.

Hepimizin gelecekle ilgili umuda ihtiyacı var. İktidar, bize her şeyi toz pembe gösterenler, pazar yerlerini dolaşan, esnafla, parasızlıktan evlenemeyen, evlenip evliliğini devam ettiremeyenlerle, kirasını ödeyemeyenlerle, iş yerlerini siftah yapamadan kapatanlarla konuşup artarak devam eden mutfak yangınına acilen müdahale gerekir. Devletin tüm ülkelerde yayılacak şekilde sosyal yardımların arttırılması ve işsizlere daha hızlı destek sunması gerekir.

Ayrıca toplumsal olarak bireysel sorumluluklarımızı hatırlamalı, “Benim derdim değil, beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışını terk edip “Komşun açsa, senin tokunun anlamı yok” anlayışına geri dönmeliyiz.

Albert Einstein der ki: “Dünyayı eski haline getiremezsiniz, ama yeni bir yol açabilirsiniz.” Geçmişin çözümlerini çözmek zor olabilir, ama iyi bir toplumu inşa etmek mümkün olabilir. Yeter ki adaletsizlikler, acı ve haksızlıklar karşısında susmayalım, sesimizi yükseltelim.

Demokrasi, insanlık, adalet, vicdanlarımız zor günlerimizden geçiyor.

Bu günler nasıl olacak derseniz, herkes ama herkes vicdanına sorsun.

Olması gereken cevabı verecek.