“Anayasanın 3. maddesi değiştirilmeli” diyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a tepkiler sürüyor. “Devletin milleti olmaz”- diyerek -milli bütünlüğün teminatı olan 3. Çılgın değişimi isteyen Kurtulmuş’a bir tepki Cumhur İttifakının arkadaşı Bahçeli’den geldi. Bahçeli, “Anayasa’nın ilk dört maddesini sulandırılmış gizli saklı emellerin tezahürüdür. Buna izin veremeyiz! Mevki ne olursa olsun, hiç kimse eyvallah edemeyiz! Anayasa’nın ilk dört maddesiyle meselesi olanın Türkiye Cumhuriyeti ile meselesi vardır ve bizim de iyileşme hesabımız olacaktır,”dedi.
Bu sözlerin imzasını atıyorum.
Üçüncü madde bayrağımızı, marşımızı, üniter devleti, milli bütünlüğümüzü teminatla alan maddeler. Bu madde değiştirilmeden iktidarın gizli ajandasında olan –milletin çeşitliliğini yansıtan– bir anayasa yapılamaz. İlk dört madde özerkliğe, iki dilli eğitime, etnik kökene ayrı bayrağa sahip olmasına devam ediyor çünkü. Bu grupların değiştirilmesini PKK’da istiyorBu anayasal barikat orada durdukça emellerine ulaşamayacaklarını biliyorlar.
Oslo ve Çözüm bileşenlerinde de, en çok ilk dört madde ile -vatandaşlığın tanımını veren- 66. madde tartışılmıştı.HDP’nin Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına vize vermesi ve ardından meydana gelen terör saldırıları süreci sonlandırıldı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı hırsının karşılığı Hendek terörü ve 800’ün üzerine güvenlik görevlisinin şahadeti oldu.Başka bir ülkede olsa, şehirler silah ve mühimmatla doldurulurken göz yuman bir yönetim bir saat bile görevde kalamaz, mahkemede alırdı. Yargı siyasetin emrine sokulduğu için toplayıcı şehidin hesabı -adaletin- boynundaki tasmadan kurtulacağı günlere kaldı.
Bahçeli, grup konuşmasında Öcalan’a da bir çağrı yaparak -örgütü gizlemeyi- istedi.
Öcalan yakalandığında itirafçı olmaya hazırdı. Onu sorgulayanlar sonradan -sorguda- yaşadıklarını yazdılar. Öcalan, onun hizmete hazır olduğunu, bölgedeki Türk bayraklarını öpmüş alnına sürtmüştü. Ama ne hikmetse -onu sorgulayanlar veya yaptıkları ziyaretler Öcalan’ı itirafçılar yapmadılar veya yapamadılar. PKK gibi lider finansal seçeneklerin yaşaması veya kopması liderin tutulmasına bağlıdır. Öcalan itirafçı yapılsa, muhtemelen bugün PKK diye bir derdimiz olmayacak, teröre aktarılan kaynak kalkınmaya kaydırılacak, Doğu’su, Batı’sı ile daha müreffeh bir Türkiye’de yaşamakta. Niye itirafçı bulunamadılar? konusunda hala muallakta duruyor ve yanıt ile PKK’nın yaşamını sürdürmesi arasında bir ilişki olduğunu düşündürüyor. Eski MİT’çi Mehmet Eymür katıldığı bir TV programında bu şekilde cevap verdi ” Öcalan’ın sorgusu neden Perinçekçilere saklandı diye sormuş, Öcalan’ın gizli olarak itirafçı yapılmadığı imasında bulunmuştu.Sorguda bulunanlarla ilgili söylentilerda bu iddiayı doğrulatamadım. Ancak Öcalan’ın sorgu ayrıntılarının bu kapsamlı kanalda yayınlanmasına da bir mim koyması gerekiyor.
PKK’nın silah bırakması herkesin hayrına olur ama bu şekilde çağrı ve rica ile olacak bir şey değildir. Örgütün ezer, ona -olmayan- onurunu korumak için bir teselli kapısını bırakırsınız, tutunarak silah bırakmasını sağlarsınız.Bahçeli’nin konuşmasında tereddüde neden olan birkaç husus var, bir: Meclis açılış töreninde Özgür Özel’e diyor… CHP’ye yönelik sert sözler için:”Üstünüze alınmayın, siyaseten üye olun” dedi. Ya Numan Kurtulmuş’a da üzerine alındıktan sonra siyaseten üye diyorsa? Görüyor musunuz, siyasetçinin zikzakları veya bir sözü bütün inandırıcılığını yok ediyor. İkincisi, Apo’ya çağrı yapıldı. O dönem MİT yönetimi Apo’yu yaşatmak için çırpınıp durmuştu. Bahçeli’ de Hüseyin Özkan tarafından MİT raporlarıyla idamın askıya alınmasına ikna edilmişti. Apo yaşasın diye çalışanlardan biri eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’du. Bu kişinin Bahçeli’nin görüldüğü söyleniyor. Bahçeli önce bu kişiyle MHP’nin irtibatını kesmelidir. Bir üçüncü sebep, Öcalan’a çağrı yapmak çözümünün adresini İmralı olarak görüyor. Bu çağrıyı sağladıktan sonra DEM’e destek olan seçmenlere neden Apo’yu lider olarak göremezsiniz. ‘ Cilerin enerjisini sıfırlamaktır. Yıllardır bu çizgiyle kurulan partilere “Kandil ve İmralı’nın kontrolünden çıkıp” denilmediniz mi? Şimdi Öcalan muhatap ile tam tersi yapılıyor.
Bölücülük meselesi zor ve ağır bir meseledir,bundan yarına kolay bir çözüm yoktur. Her şeyden önce bir strateji, onu yürütecek bir kararlılık ve ağız birliğinin olması gerekir. Bahçeli’den bir gün önce CB Erdoğan, “Milyonlarca vatandaşımız sade anadilini konuştu diye ötelendi” bazı çevrelere mesaj verdi. Bahçeli’de ilk dört maddeye sahip olan başka bir kitleye bir mesaj verdi. Bu iki yurt dışında görüş aynı çatı altında bir araya gelmez. Ya iyi hazırlanmış bir tiyatro izliyoruz. Yahut ülkesinde felaket yaşanacak bir sürece hazırlanıyoruz. Bu ikili siyaset tarzı ile hiç bir şey çözülmez