:
İLHAN DUMAN
Nasıl Bir Ekonomi TV’de Ekonomi Masası’nın konukları ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ökten ve Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen oldu. Uzmanlar, piyasaları ve ekonomideki gelişmeleri yorumladı.
Yarın açıklanacak butçe verilerinin piyasa için önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, “Kasımdan bu yana bütçe açıklıyor. Hatta son dönemde kaydedilen yıllıklandırılmış bazda özet 1.97 TL’ye kadar yükseldi. Eylül ayında güçlü bir bütçe açığı beklenebilir. Çünkü butçe açığının kaynağının göstergesi hazine nakit dengesi 210 milyar TL’lik bir açık söz. Söyleyecek bir şeyin olduğu konusunda endişelenmene gerek yok.
Perşembe günü gözlerin Merkez Bankası faiz kararında para politikasına işaret eden Eryılmaz, “Piyasanın beklediği gibi ben de faiz kararında bir değişiklik beklemiyorum. Fakat Parapolitikası Kurulu (PPK) metni geçen aya göre çok daha önemli hale geldi. Çünkü son olarak Tüketici’den gelen Fiyat Endeksi rakamıyla birlikte ağırlıklı olarak kasımda beklenen faiz indiriminin ocağa doğru kaydığını gördük. Farklı beklentiler doğal olarak var bileşimli beklentiler ocaklarından oluşur. Dolayısıyla özellikle son enflasyon hakkında ne düşündüğünüz Merkez Bankası faiz indirimi beklentileri mevcut” dedi. Merkez Bankası yönetiminin özellikle son çeyrekte hizmet enflasyonunda iyileşme beklediğini ifade eden Eryılmaz, “Fakat mevsim etkilerinden arındırılmış şekilde baktiğimizde yüzde 4’e yakın seyrediyor hizmet enflasyonu. Hatta alt detayda kiralar yüzde 6,5 artış göstermiş. dolayısıyla hizmet enflasyonuna hava iyileşmeye hava görünümünde bir değişme bekleniyor mu? Bu, şişeyi açmak için iyi bir zaman ve 2025’te piyasaya sürülecek ve 2025’te de piyasaya sürülecek. Enflasyon beklentilerine dair ne düşünüyorsunuz? Dilde ve tonda değişme olacak mı? Buna bakacağız. Bu önemli olacak” diye konuştu.
Borsa verileri aşağıda 8.800, yukarıda 9.200 bant aralığının devam ettiğini kaydeden Eryılmaz, “Fakat kötü olan şu: Yakın vadenin en düşük seviyede gör dük. Yani temmuzdaki 11.252 zirvesinin en düşük seviyesinde olan 8.836’ya kadar geri çekilme görüldü. dolaylı olarak ister istemez şu soru gündeme geliyor: acaba dipler 8.800 bölgesi mi olmalı? Teknik olarak bugün orada bir dip vücudunuz gibi görünse de dipte bulunuyorsunuz demek elbette ki doğru değil. Merkez Bankası kararını da en kısa sürede kullanabilirsiniz. Hazine ve Maliye Bakanı, Mehmet Şimşek tarafından büyük şirketlere vergi denetiminin gerçekleştirilmesi, kabinede katılım değişikliklerinin beklendiği gibi beklentiler de yineleme açısından çok önemli. Dolayısıyla gözümüzde 8.700-8.800 desteğinde olacak. Elbette özellikle 8.700 desteğinin güçlü şekilde çalışmasını bekliyoruz. Fakat 8.700 desteği çalışmazsa çok hızlı bir şekilde düşüşleri görmüyoruz. Özellikle 8.200’lere doğru erimenin yolu açılınca diye düşünüyorum. Tabi arada bir 8.500 desteğimiz var a 8.700’ün kırılması, orada bir devam etmek aslında hiç konuşmayacağımız bir senaryo”dan faydalandı.
Yükseliş için de kayıtlı olarak 9.200’ün yukarı kırılması kırılmasını vurgulayan Filiz Eryılmaz, şöyle devam etti: “Orada en az bir günlük devam etmesi gerekiyor. Hayatınızda aradığınızı görebileceksiniz. Yukarı doğru ivmelerde de 9.200 ayakta tutunma emaresi görülebilen 9.500-9.600 dirence doğru yine daha hızlı ve daha güçlü yükseliş mümkün olabilir. O açıdan teknik olarak oldukça düzenli parçalarız. Bu nedenle ilk etapta merakımız 8.700-8.800 desteğinin bu haftada çalışmanın devam edip etmeyeceğinin gerçekleşeceği. Bu noktada özellikle kısa vadeli faiz oranları için açıkçası 9.200 tutunmayı görmeden alım yapılacağı açıkça görülüyor. 10.200 seviye geçilmeden de kaldıraçlı kredi pozisyonları bu noktada önermiyoruz. Orta uzun vade için özellikle 8.700 desteğin sağladığından daha emin olduğumuzda yine de alım diyebileceğimiz, beğendiğimiz, bilgilerin ve almayı beklediğimiz, çarpanlar açılarından uygun, yine de konjonktürel anlamda daha olumlu sektörlere yönelik olarak aslında ki toplama dönemi olduğuna inandığımızdayız. Sadece toplama dönemi değil bu dönem özellikle bazı hisleri değişen yönde dönüş döneminde de olduğu kanısındayız.”
Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ökten de Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na aktarılmak üzere, 100 am TL üzerinde olan onun kredi kartından yıllık 750 TL katkı payı payı konusunun yurt dışından çıkış harcı emine benzediğini ifade ederek, “Bunu tartıştırılmak isteniyor. ‘Ortak bir noktayı bulun ve buna dayanıklı olun’ ortada bir durum var. Maksimum fiyat 100.000 TL’dir. 17.000 TL asgari ücretin olduğu, 4 kişilik bir aile yoksulluk sınırının 70.000 TL’yi geçtiği bir ülkede 100.000 TL kredi kartı sınırı yüksek bir sın değildir. Bu da kredi kartını kullanarak eşyanın eklemlenmesini sınırlandırabileceğiniz anlamına geliyor” diye konuştu. Düzeltilmiş gelir durumu verilerinin yayınlandığı hatırlatan Ökten, Türkiye’nin güncel güncel en yüksek gelir düzeyindeki adaletsizliklerinin yaşanan koşullardan biri olduğu. Ökten, “Dolayısıyla bu kadar yüksek bir gelir durumu adaletsizliğinin olduğu bir yerde neden alt ve orta gelir gruplarının da bir şekilde sürekli devlete artı vergi yüküyle ortaya çıkması? ‘Bu bir vergi yükü değil, bir vergi değil’ diyorlar. Ama bana velet unut. Eğer okuyabilmek istersen, hatırlayabileceksin. Cebimden çıkan artı bir paradır. O zaman bu limiti, hem gelir durumu adaletini daha uygun vaziyette hem de savunma sanayiinin böyle bir ihtiyacın varlığı, gerçekten de bir tehdit altında olduğunu düşünüyorsan bu limiti çok daha yukarıya çıkartın. TÜİK’in de ortaya koyduğu gibi ilk yüzde 20’lik geçiş diliminin bu gelirinin yüzde 49’unu tek başına elde edilen bir yerde, onların kredi kartı limitleri de çok yüksek, bu kadar insandan 750’ş He lira oynanabileceği daha fazla kredi kartı limitinden “Bu yüzden olup biteni görmek için buradasınız. Hiç olmazsa olmaz burada, “Gelirin gidişatına ilişkin adaletli bir standart” şeklinde ifade edilir.
Bu hafta Merkez Bankası’nın açıklayacağı faiz oranı gidişatını de dile getiren Zeynep Ökten, “Son gelen enflasyon verisi, Merkez Bankası’nı da ekonomi yönetiminden de çok mutlu etmedi. Bizi de iyice sıkıştırmaktı. dolayısıyla şu anda bir faiz indirimine yer açılamadı. Baz bilgilerin enflasyonu aşağı doğru iç de para politikalarının yaşanmasını daha gözlemleyemiyoruz. Onun için sene sonunda hedeflenen enflasyon Orta Vadeli Programı’nda revize edilerek, bu hedefe ulaşmaya zorlanacağız. Çünkü jeopolitik riskler arttı. Petrol fiyatlarının artışının özelliklerini gözlemler. Kış geliyor. Bunların dağılımıyla birlikte yıl sonundaki enflasyon hedefini de yakalayacağız” dedi.
Dolayısıyla Merkez Bankası’nın da şahin ayakta durmaktan vazgeçmek niyetinde olmadığını söyleyen Ökten, “Ben Merkez Bankası’nın açıklamalarında, faiz kararında bir değişiklik yapılmayacağı örüşümde. Verilere bakarak, gelecek sene ocaktan önce bir faiz indirimi sinyalini verecek şekilde görüneceğini düşünüyorum. Çünkü 2025 Ocak ayına kadar biz hala aylık bazda beklenenin üzerinde enflasyonlarla karşılaşacağız. Bu nedenle beklenenin üzerinde gelen aylık enflasyonları takip edeceklerini ve 2025 Ocak’tan önce herhangi bir faiz indirimi yapmayacağına dair sinyalini düşünüyorum” açıklamasını yaptı.
Öte yandan, ekonomide sürekliliğin işaret ettiğinin çizen Ökten, “PMI’ya, sanayi verisine bugün taşlığa doğru gidiş var. Cumhurbaşkanlığı yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın, ‘Cari açık azalıyor. Seneler yoktu o kadar aşağı doğru indik’ açıklamanın çok da iyi bir haber verilmediği. Çünkü Türkiye’de eğer cari açığı varsa Gayri Safi Mili Hasıla’ya ayrılırken ya da cari fazlaya doğru yaklaşması sadece kriz durumu oluyor. Yani 2002 yılında pozitif bir cari denge verdik. 2009 yılında olumluya yaklaşmış. 2019’da artıya geçmişiz. Bunların hepsi kriz dönemleri. Kriz olduğu dönemlerde zaten biz cari fazla işlemleri doğru yapabiliriz. Onun için tüm bu göstergeler bize zaten ekonominin ne kadar dayanağanlaştığını gösteriyor. Arabanın daha çok parası var. İhracatta ciddi düşüş var, içerideki üretimde azalma var, iç talep de durma noktası geliyor. Beyaz eşyada ihracatta, üretimde düşüş var. Bunlar bizim lokomotif sektörlerimiz” dedi
Diğer taraftan, tüketim merkezleri ithalatında çok yükselme olduğunu belirten Ökten, “Yanı tüm verilerde esasında ekonominin gidişatında, enflasyonla mücadele yolunda istenilen şekilde gitmediğini gösteriyor. Çünkü tüketim harcamalarını dengeleyemiyoruz. Bu da şundan kaçmak: Dövizin kuru basıldığı için ithalat şu anda ucuz. Bütün, ithal ürünler sunulmaktadır. Çünkü eninde sonunda bu artacak. 2022’de kaldınız sisteme geri döndük. Tüketim ithalatı çok arttı. Dolayısıyla bunların ekonomide bir bıçak sırtı gidişin olduğunu gösteriyor. Onun için de bir karar vermesi gerekiyor. Büyüme mi ve enflasyon mu? Ekonomi yönetimi “Enflasyonla mücadelede büyümeden ödün vereceğiz” diyordu. Biz de mutlaka bir seçim yapmak zorundasın söylüyorduk. Şimdi büyümenin aşağıya doğru gittiğini, işsizliğin biraz daha arttığı bir döneme doğru ilerledik” yorumunu yaptı.
Merkez Bankası’nın Parapolitika Kurulu toplantısında mutlaka ziyaret edilmesi gerektiğini söyleyen Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen, perşembe günü yapılacak toplantıda faizde değişiklik beklenmediğini ama belgelerde çok önemli artış olduğunu ifade etti. Yurt ekonomisi bugün Japonya’nın tatilde olduğunu belirten Sevgen, “Amerika’daki dağıtım piyasası ve kapalı ama hisse satışlarında piyasada işlem görüyor. Orada 3’üncü çeyrek dönemleri devam etmiyor. Bizde bilgilerin haftaya dönmemesi başlayacak. Bunların beklentilerinin yavaş yavaş alınıp satılacağı zamanlara gireceğiz” diye konuştu.
Cuma genel olarak satış günü olduğu için haftanın sonu riski almak istemeyenlerin satış yapmakta olduğunu söyleyen Sevgen, “İsrail ve İran geriliminin büyüyebileceğine dair inançlar, vergiyle ilgili konular ve kabine deği şikliği konusu, yatırımcılar biraz tedirgin olmuş gibi görünüyor. Fiyatı 8.850 euro. Cuma günü de 8,850’nin biraz adıyla sarktık ve üzerinde kapandı. Ortalama fiyat günlük 8.700 Euro’dur. Bunun altında sarkarsa 8.500’lere kadar önemli desteğimiz yok. O nedenle teknik açıdan hoş bir görüntü olmaz. Ancak iş hacminin olmadığı yerde teknik analizin çok sesli olduğunu söylemek doğru bir şey olmaz. Ancak temel olarak “Şu anda nereye kadar düşecek, ne olacak?” kısmını takip ettiğimiz göstergemiz bu. Hisse parçaları ucuz. Uzun dönem baktigimizde çok ucuz. Fiyat fiyat beklentileri önümüzdeki dönem için gerçekten iyi performansa dayalı endekste. Dolar bazında dolar sabit kaldığı için hala biraz yüksek bir görünümle birlikte TL bazında oldukça düşük seviyelerdeyiz. Teknik olarak da yüzde 20 aşağı çıkmış gibi görünüyor zirveden. Bu da önemli bir durum” dedi.
Borsada her zaman dibin dibi olduğu yorumunda bulunan Sevgen, şöyle devam etti: “Dip konusunda garanti vermek çok zor. Bana sorarsanız buralar oldukça dip ya da dibe yakın seviyeler, mevcut ürünler bölümünde. Ama alıcı gelmiyor ve satışlar başladığında panik satışlar oluyor. Alıcıda zaman yoktu fiyat hareketlerini gözlemleyebiliyoruz. Yatırımcının da olması gereken enerjiyi engelliyor. Çünkü yabancı yatırımcı aldığı zaman uzun dönemli yer alıyor ve takastaki önemli likidite fazlasını çekiyor. Doğru bilgiye sahip olduğunuzdan emin olmak için kolyeyi kullanabilmeniz için krediyi ödemeniz gerekecektir. Bundan dolayı kaynaklı olarak da net bir şey söylemek zor a mevcut koşullar içerisinde sayılara baktığınızda zaman bu dosyalarn bence dibe yakın olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca güvenlik garantisi de bulunmaktadır. Temkinli olmak lazım. Her ne kadar olursa olsun sert bir hareket, özel kredi pozisyonlarınızı taşırsanız ve kaldıraçlı işlemleri kaldırırsanız hiçbir zaman olmuyor, hiçbir yerde zararlara sokar. Ama kısa süreli değil de uzun dönemli bir bakış atıyorsanız, ufak bir parça yer alıyorsanız, onun düşüşe geçme fırsatıdır.”