Antarktika’nın karla kaplı geniş bölgesinde yer alan, insan yapımı bir piramidi andıran zirve, çarpıcı simetrisi nedeniyle geniş ilgi gördü. Güney Ellsworth Dağları’nda yer alan bu doğal oluşumun dört dik, simetrik yüzü var ve eski Mısır piramitleriyle karşılaştırılıyor. Yaklaşık 1.265 metre yüksekliğindeki dağ, internette ün kazandığı 2016 yılından bu yana spekülasyonların odak noktası haline geldi ve birçok kişi, şeklinin eski uygarlıkların mı yoksa dünya dışı varlıkların eseri mi olabileceğini sorguladı.
WordsSideKick.com tarafından bildirildiği üzere, dağın benzersiz geometrisi doğal erozyon süreçlerine bağlanmaktadır. Uzmanlar, zirvenin muhtemelen milyonlarca yıl boyunca donma-çözülme erozyonu sonucu şekillendiğini öne sürüyor. Nichols Koleji’nde çevre bilimi profesörü Mauri Pelto, WordsSideKick.com’a, bu süreçte suyun gün boyunca kaya yarıklarını doldurduğunu, geceleri donup genişlediğini ve kaya parçalarının yavaş yavaş kırılmasına neden olduğunu açıkladı. Bu yavaş ama tutarlı erozyonun dağa kendine özgü piramit şeklini verdiğine inanılıyor. Pelto, dağın üç tarafı eşit şekilde aşınmış gibi görünürken, dördüncü tarafının (doğu sırtı) ayrı ayrı oluştuğunu kaydetti.
Görüntüleri internette yayınlanınca dağın kökenine dair spekülasyonlar arttı. Unutulmuş medeniyetlere veya dünya dışı yapılara ilişkin iddialar komplo teorisyenleri tarafından geniş çapta paylaşılıyor. Ancak Irvine’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde Dünya sistem bilimi profesörü ve NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı’nda kıdemli araştırma bilimcisi olan Eric Rignot, WordsSideKick.com ile konuşurken bu fikirleri reddetti. Rignot, piramit benzeri şekillerin doğada nadir olmadığını belirterek, bir veya iki dik yüzeye sahip zirvelerin sıklıkla gözlemlendiğini, ancak tamamen simetrik oluşumların nadir olduğunu belirtti.
İlk kez Amerikalı havacı Lincoln Ellsworth’un 1935’teki uçuşu sırasında gözlemlenen Ellsworth Dağları, 500 milyon yıllık fosiller de dahil olmak üzere önemli bir jeolojik tarihe sahiptir. Piramit şeklindeki zirve, bu uzak bölgenin ilgi çekiciliğini artırıyor ancak bilim adamları tarafından, gelişmiş veya dünya dışı katılımın kanıtı olmaktan ziyade, doğanın şekillendirici gücünün bir kanıtı olarak görülüyor.