Yorum
Elbette Trump’ın talepleri ütopik ama aynı zamanda açık: Almanya’nın savunmaya daha fazla harcama yapması gerekiyor. Artık paranın nereden gelmesi gerektiği konusunda dürüst bir tartışma yapılması gerekiyor.
Donald Trump’ın söylediklerini ve bunu nasıl söylediğini beğenmenize gerek yok. Ama ciddiye almanız gerekiyor. Beyaz Saray’a geri dönmesine yalnızca birkaç gün kaldı. Ve onunla birlikte, ABD Başkanı olarak ilk döneminde NATO’yu uçurumun eşiğine getiren “Önce Amerika” ideolojisi.
Trump’ın hamlesine verilen tepkiler “çılgın” ile “gerçekçi değil” arasında değişiyor. Ancak: Almanya’nın güvenliğimiz için ne kadar harcamak istediğimiz ve neye artık paramızın yetmeyeceği konusunda dürüst bir tartışmaya ihtiyacı var.
Geçen yıl federal hükümet NATO’ya yaklaşık 90 milyar avroluk savunma harcaması yaptığını bildirdi. Bu, ekonomik çıktının yüzde ikisinden biraz daha fazlası. Bu, Almanya’nın ittifak ortaklarıyla yaptığı anlaşmaya uyduğu anlamına geliyor.
Ancak bu yalnızca Bundeswehr’in borç havuzundan para akması nedeniyle mümkündü. Ama bu yakında tükenecek. Ve bundan sonra ne olacağı belirsiz.
Şimdi Trump’ın talebi yüzde beş. Bu 200 milyar avronun üzerinde bir rakam olacaktır. Yani tüm federal bütçenin neredeyse yarısı. Açık: İsteseniz bile bunu yapmak mümkün olmayacak. Özellikle ABD’nin de bu seviyenin çok altında olması nedeniyle.
Ancak uzun vadede yüzde iki hedefini korumak için çok büyük çabalar gerekiyor. Ve Almanya’daki insanların seçimden önce paranın nereden geleceğini bilmeye hakkı var.
Kesin olan bir şey var: Bazılarının düşündüğü gibi vatandaşların parasından veya mülteci masraflarından birkaç milyar kesinti yapmak yeterli değil. Bunun için gereken meblağlar çok büyük. Eğer bunları sadece tasarrufla telafi etmeye kalkarsanız bu toplumsal huzuru bozar. Dolayısıyla borç freninin mevcut haliyle sürdürülmesi mümkün değil. Savunma harcamaları kesilmelidir.
Sorun: Şu ana kadar seçim kampanyasına vaatler hakim oldu. Örneğin Birlik ve FDP, bütçede ek milyarlarca boşluk yaratacak kapsamlı yardım planlarıyla öne çıkıyor. Ve CSU daha fazla anne emekliliği talebiyle daha da iyiye gidiyor.
Ülkemizin acı kararlarla karşı karşıya olduğu aşikardır. “Bir dilek tut” yerine daha fazla gerçekçilik; önümüzdeki birkaç haftanın sloganı bu olmalı.
Mario Kubina, ARD Berlin, tagesschau, 8 Ocak 2025, 17:15
Editör notu
Yorumlar genellikle editör ekibinin değil, ilgili yazarın görüşünü yansıtır.