Av. Dr. İrfan Sönmez: Terör yoluyla millet inşası

Av. Dr. İrfan Sönmez: Terör yoluyla millet inşası
Yayınlama: 08.01.2025
6
A+
A-

Milletler inşa edilmişti, yoksa kadımdan beri mi var, tartışmalara girmeyeceğim. Zira milliyetçilikle ilgili teorik tartışmaların çoğu bu sorunun çevresinde cereyan eder. Aslında bu konu ile ilgili ayrıntılı kitap yazılmış;

ADSmith, Billig, Gelner, Ericsen,Gat, Hobsbawm ve Anderson gibi daha birçok yazar önemli eserler sunmuşlardır.

Şunu düzenli olarak: İnşa yoluyla milletleşenlerin yanında, kadimden beri örtülü veya açık bir şekilde milli bilince sahip topluluklar da vardır.

Şuraya sahip olanlar için bile zaman zaman inşacı bir tutumu izlemek mümkündür. Milletler, milli bilinçlerini tazelenen bazı parçalarla korurlar. Milli bayramlar, semboller, tarihi hatıralar, anma günleri, savaşlar, zaferler, eğitim gibi. Kendine ait ayrı yanları olmayan ve muhafaza etme isteğine sahip olmayan toplumlar kaybolup giderler.

İnşa, toplumsal bir mühendislik faaliyetidir. Amaçsız kalabalıklardan ortak değer ve idealleri olan bir darı oluşturur. Bunun en etkili yollarından biri milli eğitimdir. Okulun sadece özelliklerini göstermez, milletin eğitimini de verir. Müsamereler, bayrak merasimleri, andlar, milli bayramlarda yapılan kutlamalar, anma toplantıları milli bir şuur yaratmanın eğitim cephesindeki yollardır.

Onun için milli devlet, eğitim tekelini elinde bulundurduğu için milli devlettir denilir. O tekeli kaybettiğiniz gün milli olanlarda da var. Çünkü onun eğitim sistemi ayrı bir insan ve toplum tipi yaratır. Ortada tek millet diye bir şey kalmaz, ortaya çıkan milletçikler daha normal kabileler çıkar. O sıcaklıktaki programın düzenlenmesinin milletleşme sürecinden sapmayı önleyen en önemli mekanizmalardan biridir.

Askerlik de başka bir inşa aracıdır. Askere giden genç, adeta günün içinde, zafer kazanan orduların arasında yürür. Zaman mefhumu ortadan kalkar, dün bugün olur, o asker bilgileriyle kah Mohaç’ta, kah Malazgirt’te dolaşır. Ulubatlılarla, Malkoçoğlu Mihallerle silah arkadaşı olur. Milletinin büyüklüğünün idrakine vardıkça ona bağlı olarak büyür. Onun için millet inşacılarının ilk faaliyetleri iş tarihini yeniden yorumlamaktır. Nasıl bir gelecek tarihe göre yorumlanır.

Başka inşa araçları da vardır. Yazının konusu, tüm inşa araçlarının toplumun üzerindeki tesirlerini ifade etmek değil.

Asıl amaç, uzun süreli terörün de bir inşa aracı olduğunu göstermektir. Bir ülkede etnik terör başladığında, önce bir şalkınlık yaşanır, sonra herkes bunları kim ve ne isteyeceklerini sorar. Bu sorunun yanıtı teröristlerle duygusal bağ oluşturan iter. Ben de aynı soya kökündenim, yani ki biz farklıyız ve onlar bizim için savaşıyorlar diyerek bir özdeşleşmeye başlıyorlar. Onun ölümü, onun eylemlerinin birilerinin uyanmasına, taraf olmasına yol açar. İşte bu da, uzun süreli terör yoluyla bir sistem ortak idealler çevresinde ayrılmaya, milletleştirmeye yarar. Bu milletleşmeye giden en kestirme yollardan biridir. Bugün etnik bölücülerin her durumda kimlik ve statülerinin arkasında bu gerçek bulunuyor. ürün gruplarına giriş yapmak, çözüm seçeneklerini tamamlamak, ondaki etnik üyelik seçenekleri, milli varoluş daha da kamçılar.

PKK, terör yoluyla aslında aynı iman ve kültür değerlerine bağlı iki ayrı parçaya ayrılmıştı. Bir farklılık belirtisi olmayan terörden bir kimlik ve millet patlaması ortaya çıktı. Bu görüşmeler, davetler, tehditler aslında bir yakınlaşma, bütünleşme oluşturmuyor, tam değişme o farklılık ve ayrışmayı besleyerek ayrı bir millet inşasına malzeme oluyor. Çok değil 30 yıl öncesine kadar dağda ölen çocuğun cenazesini almaktan kaçınanların, yıllar sonra çocukları için büyük taziye çadırları kurup birer kahraman olarak görmeleri milletleşme yolunda alınan mesafenin göstergesidir. Sorun,terör sorunu sırasında böyle bir Kürtlük bilinci yaratılarak toplumun bir Kürt sorununa olarak kabul ettirildi.

Kaynak

Viyanablog Sitesinin Kurucusuyum.